Daha iyi bir sen olabilmek mümkün mü sizce? Başkasının yerine geçmeyi düşünmek ve ondan çok daha iyi bir sen olabilmek. Tuhaf bir soru evet😊 Biraz düşünmek gerekiyor bu sorunun cevabını😊
Kitabın konusu; Fig aşırı takıntılı bir kadın. Kocası tarafından aldatılmış, bebeğini kaybeden, otuz yaşında, kilosundan dolayı kendini kötü hisseden ve artık yaşamından memnun olmayan bir kadın. Bir gün Jolene Avery'e rastlıyor, merak edip onunla arkadaş oluyor. Jolene'in kızını, kendi kaybettiği çocuğu olarak görüyor ve duygusal olarak küçük kız Mercy'e bağlanıyor. Sonrasında Jolene'in hayatındaki her şeyi istiyor ve özellikle küçük kızla arasında bir bağ kuruyor. Fig, Jolene, Darius, George...
😊📙Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :
😊''Avucuma, insanların mücevherlerini içine koyduğu bir tür hediye kutusuna benzeyen mavi kadife bir kutu düştü. Kutunun üzerinde de katlanmış bir fatura vardı. Faturayı kenara koyup kutunun kapağını açtım. Hemen hayal kırıklığına uğradım. Kutunun içinde kırmızı bir ip ile sabitlenmiş, minik gök mavisi bir boncuk vardı.''
😊''Başarılı olmadığını söylediği çikolatalı kekten bir dilim uzatıp, kahve hazırlamaya gitti. Mercy'nin yan odada oyun oynarken çıkardığı ince tiz sesini duyabiliyordum.''
😊''Birden onun için üzüldüm. Bütün gün insanları dinledi, yüklerini üzerine atmalarına katlandı ve eve gelip dinlenmek istediğinde ise evde bir sürü sarhoş ev kadınıyla karşılaştı. Zavallı adam. Sadece karısıyla televizyonun önünde oturmak ya da sakin bir yerde baş başa vakit geçirmek istiyordu.''
😊''Onun sürekli bir şeyler hakkında imalarda bulunması beni rahatsız ediyordu. Darius gibi biriyle olduğu için ne kadar şanslı olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Genel olarak ne kadar şanslı olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Eğer ben onun hayatına sahip olsaydım, her şeyi farklı yapardım, bu kesin.''
😊''Evet, ama yaptığı tek şey maske takmak. Yıllarca arayabilirsin ve yine de o kadının kim olduğunu asla bilemezsin çünkü kendini tanımaz. İşte bu yüzden sana kafayı takmış durumda.''
😊''Ne? Beysbol oynamak mı? Senin de bizimle oynamanı isterdim!''
''Evet, ben istemedim. Bu, aileni unutup tüm öğleden sonrayı, psikopat olduğu konusunda ısrar ettiğin bir kadınla flört ederek ederek geçirmen anlamına gelmiyordu.''
😊''Evet, aşırı aktif hayal gücü olan bir eşe dönüşüyordum. Kendime yüksek sesle güldüm. Gözler... Birinin gerçek hikayesini gözünden öğrenemezsiniz. Yoksa öğrenebilir misiniz?''
😊''Haklı olduğun gerçeğiyle yüzleşmek... Gerçekten aldatıyordu. Ne zamandan beri delirmek, aldatmaktan daha kolay hale geldi, biliyor musun? Sevgisiz olmaktansa deli olmak daha güzel.''
😊 ''Artık şokumu nasıl gizleyeceğimi bilmiyordum. Hızla soğukkanlılığımı kaybediyordum.''
''Evliyken erkeklere mesaj atmamam gerektiğini söylüyorsun ve sen birden fazla kadına mesaj atıyorsun. Öyleyse, ikiyüzlü olduğunu kabul mü ediyorsun ya da tam bir sosyopat mısın?''
😊''Yas tutmakta iyiydim. Bazı insanlar acılarını saklarlar, iyiymiş gibi davranırlar. O insanlar bir madalyayı hak ediyorlar. Şu eskilerin dediği cesur görünme olayı. Hayır, o ben değilim. Cesur bir ifadem yok ama Tanrı'ya şükür hıçkırarak ağlamayı biliyordum.''
😊''... Kadınlar için savaşan erkekler, doğru şeyleri söyleyen erkekler. Erkekler korkak mıydı? Hiç iyi olanları yok muydu?''
😊''Kalbin kırıldığında olan buydu işte. Önce iyi şeyleri hatırlıyordun. Özlediğin şeyleri. Sonra öfke patladığında, yeni bir makara oynamaya başlardı. Düşünceleriniz romantik bir komediden psikolojik bir gerilime dönüşürdü.''
😊''Gülümsedim. Bunun amacı neydi? Yaptığı şey hakkında ne düşündüğümü ona söylesem bile beni duymazdı. Fig bu bakımdan Darius gibiydi, sadece olayların kendisini nasıl etkilediğini düşünüyordu.''
😊''Biz arkadaştık. Ya da kafamda öyleydik. Bunca ay boyunca bir düşmanla yatıp diğerini kurtarmaya çalışıyordum. Hayatımın ne kadar ucube bir şova dönüştüğünü fark edememiştim.''
Kitap 286 sayfa, karton kapaklı, Theseus Yayınevi'ne ait baskısı. Çevirisini Elif Ceren Boelen yapmış. Dili akıcı ve anlaşılır. Kitap kapağı farklı geldi bana ve kapak çalışmasını sevdim. Kitabı okuyunca kapağın ne kadar anlamlı olduğunu anlıyoruz. Kitap, 3 bölümden oluşuyor ve karakterlerin hikayelerini kendi bakış açısından dinliyoruz. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitabı ne çok sevdim, ne de sevmedim. Yine arada kaldığım kitaplardan biri oldu. Bazı bölümler +18, bu kısmı beni biraz rahatsız etti. Tür olarak psikolojik gerilim olarak geçiyor ama ben okurken bunu hiç hissetmedim. Gerildiğim hiçbir bölüm olmadı, aksine sinir krizi geçirdiğim bölümler oldu. Ana karakter Fig'e sinir olduğum çok fazla bölüm oldu. Darius😡(Jolene'in kocası) karakterine ise Fig'ten daha fazla sinir oldum.
Fig, Jolene'i tanıdığında onunla ilgili her şeyi taklit ediyor. Kocasına duyduğu ilgi, kızını kendi çocuğunun yerine koyması, hayatındaki bütün düzeni taklit etmesi ve bunun artık hastalıklı hale gelmesi. Yani anlayacağınız karşınızda psikopat bir kadın var. Burada şu nokta da önemli; hayatınıza aldığınız insanlara dikkat etmelisiniz. Herkese hemen güvenip, evinizi, yaşamınızı açmamalısınız.
Karakter olarak Fig'i sevmedim hiç, sevilecek bir karakter de değil bence. Saplantılı, bencil ve narsist, aşırı kıskanç bir karakter. Fig'in bütün bunları yapmasının ardında elbette psikolojik sebepler yatıyor ama sorunu olan herkes de kötü şeyler yapmak zorunda değil bence. Bu kitapta illa bir karakteri sevmem gerekiyorsa o Jolene olurdu. Jolene'in kocası Darius'a diyecek bir laf bulamıyorum, sinirlerimi hepsinden fazla gerdi. Darius bir psikolog ama beni çok fazla şaşırtan bir karakter oldu. Şaşırma iyi anlamda değil bu arada. Olan Jolene'e oldu, üzüldüğüm bir karakter ama bir o kadar da kızdığım bir karakter oldu, yeni tanıdığı insana bu kadar güvenmesine kızdım.
Fig, Jolene'in yerine geçmek istiyor ve ondan çok daha iyi olacağını düşünüyor. Böyle bir şey mümkün mü sizce? Benim yerime biri geçecek ve benden daha iyi bir Kitap Keşfi olacağını düşünecek her şeyiyle. Ben buna katılmıyorum hiçbir zaman. Ayrıca bana saçma gelen bir düşünce. Ne ben bir başkasının yerine geçip ondan daha iyi olabileceğimi iddia edebilirim, ne de bir başkası bunu benim için söyleyebilir.
Kitapta söz edilen ilginç bir detay da var. ''Boğan İncir Ağacı'', kitabı okumadan önce bilmiyordum böyle bir şey. Üzerinde büyümeye başladığı ağacın zamanla büyümesini engelleyip, kurumasına sebep olan ağaç. Ana ağaç kuruduktan bir süre sonra kendisi de kuruyor.
Yazarın hayatı anlatılıyor. Kitap son bölümde biraz daha ilgi çekici oldu benim için, ters köşe bir final oldu. Fig ve Darius gibi karakterlerden her zaman uzak durmak gerekiyor. İki karakter de insanı delirtir. Ben okurken fazlasıyla delirdim.
❗Fig İngilizce'de incir demek.
''Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez. Onu kim anlayabilir.''
Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊
Açıklayıcı bir tanıtım olmuş. Yazdıklarından sonra kitabın bana hitap etmeyeceğini düşündüm. Psikolojik gerilim severim ama gerçekten geriyorsa, yoksa itici karakterlere tahammülüm yok. :)) Emeğine sağlık. 😊
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Sevemeyebilirsin kitabı, ben bu kadar sinir krizi geçirdikten sonra:) Tür olarak psikolojik gerilim diye geçiyor ama bence ilgisi yok:) İtici karakterlere ben de çok sinir oluyorum:)))
SilBoğan İncir Ağacı'nı ben de ilk defa sâyenizde duydum. Çok ilginç...
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Evet gerçekten ilginç, ben de kitap sayesinde öğrendim:)
SilBirinin gerçek hikayesini gözünden öğrenemezsiniz.
YanıtlaSilNe kadar doğru bir söz...
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Evet çok doğru ve güzel bir söz, düşündürücü aynı zamanda:)
SilTam dizi tadında bir kitapmış:)
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Kesinlikle iyi bir dizi olurdu, gerçi seyrederken sinir krizi geçirebiliriz ama sana katılıyorum:)))
SilAa ben kitabı kişisel gelişim kitabı sandım isminden, ilginç bir kitaba benziyor, özellikle şu hiç hoşlanmadığın Fig'in neler yaptığını merak ettim:)
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Aslında haklısın, kişisel gelişim kitabının başlığına benziyor, yorumunu okuyunca farkına vardım ben de:)))
SilGerçekten hiç sevmedim Fig'i, aşırı sinir oldum. Kitabı sevmekle sevmemek arasında kaldım ama sen seversin belki:)))
Entrika çok sanırım. O yüzden de dizi fimlere konu olabilecek bir kitap gibi geldi bana. Oldukça samimi bir şekilde yorumlamışsın. Emeğine yüreğine sağlık sevgili Kitapkeşfi
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim Sibel Hanım:))) Kesinlikle filmlere, dizilere güzel konu olur, ama ben seyrederken sinirden kendimi yerim artık:)))
SilKitabı okurken çok sinirlendim, bunu da yazıya fazla yansıttım:))) Beğenmenize sevindim:)))
bu ara gerilim okuyamıyorum:) öneriniz için teşekkür ederim, sevgiyle..
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Kitap sinir bozucu biraz, bu ara iyi hissetmiyorsanız okumayın. Neşeli, size iyi gelecek kitapları okuyun:)))
SilAllah iyi insanlarla karşılaştırsın hepimizi.
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Umarım hepimizin hayatında iyi insanlar olur, inşallah:)))
SilBirini tam olarak tanımadan, güvenmeden özel alanına evine almak... hiç benlik değil. Güven konusunda çok katı olduğumu düşünürdüm ama olmakta gerekiyor sanırım :))
YanıtlaSil"Boğan İncir Ağacı" anlamı beni çok etkiledi.
Pek benlik bir kitap değil. Muhtemelen sinir hastası olurum :D Kalemine emeğine sağlık sevgili Kitap Keşfim, akıcı ve keyifli bir yazı olmuş. :)))
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Güven konusunda ben de çok katıyım, öyle de olmalı dediğin gibi. Kimseye güvenemiyor insan.
SilBoğan İncir Ağacı'nı ben de ilk kez bu kitaptan öğrendim:)
Ben okurken aşırı sinirlendim, senlik değil kesinlikle:) Seni tanıdığım kadarıyla sen de benim gibi tepki verirsin:)
Yazımı beğenmene çok sevindim:)))
Theseus'tan bir kitap okumadım henüz ama gördüğüm kadarıyla ilgi çekici konuları bulmakta bir yetenekleri var :)
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Theseus kitapları güzel, tavsiye ederim:) Bu kitabı okurken ben biraz sinir krizi geçirdim ama sen sevebilirsin belki:)))
Sil