Mutlu Prens

          

           Çok mutlu bir prens ve tatlı bir kırlangıç masalı okumak ister misiniz? 

       Kitabın konusu; Mutlu Prens Kaygısızlar Sarayı'nda bütün hayatı boyunca çok güzel yaşamış ve hep mutlu olmuş. Öldükten sonra da altın ve mücevherlerle  kaplı heykelini yapıyorlar. Heykeli şehrin ortasına dikiyorlar. Mutlu Prens heykel olduktan sonra da şehrindeki yoksul insanlara yardım ediyor. Değerli olan neyi varsa hepsini o insanlar için harcıyor ve yardım ediyor. Sadece kurşun kalbi kalıyor en sonunda. Değerli hiçbir şeyi kalmayınca da heykel indiriliyor. 

                          

                                      😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar:

  😊''Ben canlıyken ve yüreğim insan yüreğiyken,'' diye cevap verdi heykel, ''gözyaşlarının ne işe yaradığını bilmezdim, çünkü üzüntünün girmesine izin verilmeyen Kaygısızlık Sarayı'nda yaşardım.''

   😊''Aşk şaşılacak bir şey kesinlikle! Zümrütlerden, yakutlardan daha değerli. İncilerle, lalelerle değişilemez, pazara çıkarılamaz. Ne satıcılardan parayla alınabilir, ne de altın terazinde tartılır...''

   😊''Hayalleri yıkılmış bir adam harikulade heykele bakıp ''Seviniyorum, hiç değilse dünyada epeyce mutlu birisi var,'' dedi...

   😊''Bunun üzerine Kırlangıç onun etrafında döndü de döndü, kanatlarını suya değdiriyor, suda gümüş halkacıklar yapıyordu. Muhabbetini böyle gösteriyordu işte. Aşkları bütün yaz sürdü.''

  😊''Saraydakiler Mutlu Prens derlerdi bana, gerçekten de mutluydum, eğer zevk içinde yaşamak mutluluksa. Öyle yaşadım ve öyle öldüm.''

  😊''Saray'ın yanından geçti, dans edenlerin seslerini duydu. Balkona yanında sevgilisiyle güzel bir kız çıktı.  ''Ne kadar güzel yıldızlar!'' dedi. adam kıza. ''Aşkın gücü ne kadar güzel!''

   😊''Sevgili küçük Kırlangıç,'' dedi Prens, ''bana akla hayale sığmaz şeyler anlatıyorsun, ama erkeklerle kadınların çektiği acılardan daha akla hayale sığmaz bir şey yoktur. Yoksulluktan daha büyük bir sır yoktur. Uç kentimin üzerinde, küçük Kırlangıç, uç da bana orada neler gördüğünü anlat.''

  😊''Zavallı küçük kırlangıç üşüdükçe üşüdü, ama Prens'in yanından ayrılmadı, onu öyle çok seviyordu ki. Fırıncı başka yere bakarken fırının kapısı önündeki ekmek kırıntılarını çaldı, kanatlarını çırparak ısınmaya çalıştı.''

   😊''O anda heykelin içinden garip bir çatırtı geldi, sanki bir şey kırılmıştı. İşin gerçeği şu ki kurşun kalp çat diye ortadan ikiye ayrılmıştı. ''

   😊''Seyahat ettiğime çok memnunum. Seyahat insanın zihnini geliştiriyor, bütün önyargılardan kurtarıyor.''

   😊''Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek aşık acı çeker ve susar. Hatırlıyorum da ben bir zamanlar... Ama artık önemi kalmadı. Sevda maziye karıştı.''

    😊''Ben her türlü kalabalıktan, terbiyesizlikten nefret ederim, çünkü çok hassasımdır. Yeryüzünde benim kadar hassas mizaçlı biri daha yoktur, bundan eminim.''

    😊''Unutma ki ben hiç de sıradan değil, aksine harikayım. Hayal gücü olmayan herkes sıradan bir zekaya sahip olabilir. Ama benim bir hayal gücüm var, hiçbir şeyi olduğu gibi görmem ; olduğundan çok farklı görürüm.''

      😊''Bahçenin en uzak köşesinde baştan aşağı güzel, beyaz çiçeklerle donanmış bir ağaç vardı. Dalları altın rengiydi ve onlardan gümüş meyveler sarkıyordu. Ağacın altında çok sevdiği küçük çocuk duruyordu.''

        😊''Dev büyük bir sevinç içinde aşağıya koştu, bahçeye çıktı. Otları hızlı adımlarla yararak çocuğun yanına geldi, iyice yakınına geldiğinde yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu ve ''Seni yaralamaya kim cüret etti?'' dedi. Çünkü çocuğun avuçlarında iki çivi izi vardı, ayaklarında da.

       😊''Birçok insan güzel davranışlarda bulunur,'' diye cevap vermiş Değirmenci, 'ama pek az insan güzel konuşur; bu da, konuşmanın çok daha zor ve çok daha makbul olduğunu ispat eder.''

        😊''Kral'ın bahçesi dünya değil ki, salak Patlangaç,'' dedi iri bir Roma Kandili;  ''dünya çok büyük bir yer, her tarafını görmen üç gün sürer.

        😊''Sen çok sinir bozucu birisin,'' dedi Fişek, ''ayrıca terbiyesizsin. Senin gibi kendinden bahseden kişilerden nefret ederim, çünkü ben kendimden bahsetmek isterim. Bana sorarsan bencilliğin daniskası bu yaptığın; bencillik iğrenç bir şeydir, bilhassa benim mizacımdaki kişilerin gözünde; ben duygudaşlığıyla ün salmış biriyim.''

       Kitap 50 sayfa, karton kapaklı ve Türkiye İş Bankası Yayınları'na ait baskısı. İngilizce aslından çevirenler Roza Hakmen ve Fatih Özgüven. Kitap kapağındaki resim çalışması da çok hoşuma gitti. Kitabın içinde Mutlu Prens dışında 4 masal daha var. Bu hikayelerden Harika Fişek ve Bencil Dev'i beğendim en çok. Bülbül ve Gül'ü okurken sıkıldım. Vefalı Dost da ders verici bir masal. 

        Mutlu Prens uzun zamandır merak ettiğim kitaplardan biriydi ve çok beğendim. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kalemini beğendim. 1888 yılında yayımlanmış ve Mutlu Prens'teki masalları oğulları için yazdığı söyleniyor. Masallarda anlatmaya çalıştığı ana fikirleri çok sevdim. Bencilliği vurgulamış, duyarsızlıktan söz etmiş. Kibiri anlatmış. 1891 yılında yayımladığı tek romanı olan Dorian Gray'in Portresi eleştirmenler tarafından ahlaksızlıkla suçlanmasına sebep olmuş.  Töre komedisi oyunları olan Lady Windermere'in Yelpazesi ve Önemsiz Bir Kadın büyük başarı kazanmış. 

              Mutlu Prens  ve Kırlangıç dostluğu çok hoşuma gitti. Bu masaldan ders çıkarılacak çok şey var. Harika Fişek masalındaki cümleler çok ama çok hoşuma gitti, diyaloglar çok güzeldi. Kitabın içindeki masalların hepsinde ayrı ayrı mesajlar var. 

             Bazı değerleri hatırlamamızı sağlıyor. Okuduğunuz zaman bakış açınızı değiştirebilir. Yazar duyguları yansıtmış ve en önemlisi de okurken hissetmenizi sağlıyor.  Bencillik, nankörlük, gösteriş, kibir, iyilik, sadakat, paylaşmak gibi kavramların üzerinde durmuş yazar masallarının hepsinde. 

            Belki bir gün mutlu bir prens heykeli görürüz, ne dersiniz?😊

 İşte o zaman o heykele sevgiyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Ben masalı çok sevdim, belki siz de seversiniz...😊

              Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊