Yavaş Yavaş Ölüyorum

      

içindekileri döken bir kızın hikayesi

  Pencereden bakarken içimdekileri daha fazla tutmamaya karar verdim. Arkamı dönüp odamın içinde adımlarımı atarken yazacaklarımı unutmamaya çalıştım. Masamın renkli çekmecelerinden birini açtım ve kağıdımı çıkardım. Alttaki diğer renkli çekmeceden de sevdiğim bir kalemi aldım ve yazmaya başlamak için derin bir nefes aldığım anda göz yaşım benden önce davrandı, kağıdı ıslattı. İlk adımı atmış oldum ve yazmaya başladım...

      Yavaş yavaş ölüyorum... Farkında değiller.  O kadar iyi rol yapıyorum ki kimsenin anlamasına imkan yok. Anlasalar ne olacak ki, ne değişecek? Önce herkes yanıma iyilik meleği gibi yanaşacak, ''üzme kendini, derdin ne söyle.'' diyecek. Sonrasında dinlemiş gibi yapıp saçma sapan hatta aptalca teselli cümleleri kuracaklar, sözde yardım etmek ister gibi davranacaklar. Yanımdan ayrıldıkları an, ''Bunun da ne derdi, ne ağlaması bitiyor.'' diye kendi aralarında söylenip yargılayacaklar, kınayacaklar.

     Bıktım insanların ne yaşadığımı bilmeden kendi kafalarına göre konuşmasından. Hayatta her şey çok kolay ve basit oluyor gibi düşünmelerinden. Herkesin şartları eşit değil. Bu dünyada gerçekten çok şanslı olan ve zorluk yaşamamış insanlar var. Hani derler ya; ''ağzında gümüş kaşıkla doğdu.''  Kaşık gümüş mü? altın mı? Bilmiyorum...  Gerçekten hiç zorluk çekmemiş insanların beni anlamasının imkanı yok biliyorum. Hep ağlıyorum, hep üzülüyorum. Tam biraz mutlu oldum diyorum, bir süre sonra o da yok oluyor. Mutluluk balon gibi uçup gidiyor. Belki de ben şansımı fazla zorluyorum. Hata üstüne hata yapıyorum. Bazen çaresizlikten bazen kendi aptallığımdan işte. Hiç oradan bakıp, ''herkes çaresiz, kimse senin gibi hata yapmıyor, ben olsam yapmazdım.'' demeyin. Hayat öyle bir noktaya getiriyor ki insanı yapmam dediğiniz her şeyi yapıyorsunuz. O yüzden öyle rahat rahat konuşmayın. Bunları yazarken ağlıyorum. O arada telefonuma gelen mesaj gülümsetiyor ama cevaplayamıyorum.  Burada ağlarken gülümseyerek o mesajı okumam da kendime karşı yaptığım bir iki yüzlülük değil mi? Artık kendime de nasıl davranacağımı, ne yapacağımı kestiremiyorum. Bilmiyorum artık bazı şeyleri, bilmek de istemiyorum. Çok yorgunum, devamlı içimde bir döngü yaşamak da beni mahvetti. Yüzüme bakan bu kızın derdi yok der, çünkü güzel rol yapıyorum. Ödül törenlerine layık bir rol. 

      Yapmamam gereken bir şeyi yaptım, sana mesaj attım, belki de bir yardım eli istiyorum. Gelecek olan cevaptan da korkuyorum, kötü bir şey yazacaksın diye. Bunu göze alarak yazdım. Derdim aşk değil, bunca zaman sonra. Derdim hayat karşısında ayakta durmakta zorlanırken; ''ben yanındayım gerçekten, iyi olmadığını biliyorum, beraber atlatabiliriz.'' diyen, diyebilecek birisi. Romantik bir bekleyiş değil benimkisi, gerçekçi bir yaklaşım. Bu saatten sonra ne yalanı kaldırabilirim, ne de yapmacık bir davranışı. Canım bu kadar yanarken gerçekten istediğim içten bir davranış. Nefes almakta zorlanıyorum. Beynimdeki düşünceler beni rahat bırakmıyor. Dün seyrettiğim bir filmde küçük bir çocuk kimsenin duymadığı sesler duyuyordu. Benim düşüncelerim de konuşuyor ve sanırım o küçük çocuğa benzemeye başladım. Bunlar hiç normal değil, sanırım psikolojik olarak iyi hissetmiyorum ve hasta olmaya başladım yavaş yavaş. Kendime kızıyorum. Yeniden doğsam her şeyi sil baştan yaşamaya başlasam hatasız. Olmaz mı? Hata yapmadan da bazı şeyleri anlamak mümkün olmaz mı? Olur aslında, neden olmasın ki. Nasıl bir çaresizlik benimkisi hayatla oyun oynamaya ve ondan hiç olmayacak bir şeyi isteme cüretini kendimde buluyorum. Dedim ya psikolojik durumum iyi değil. Rahat bir hayat isterdim, bir şey düşünmeyeceğim, beni gerçekten seven birinin olduğu bir hayat. Çok büyük istekler değil aslında. Belki de büyüktür. Kafam o kadar karışık ki, bir saniye düşündüğüm ve normal gelen bir şey, birkaç saniye sonra anormal geliyor. 

   Birinin beni sevmesi? Öyle bir şey olsaydı nasıl hissederdim bilmiyorum. Gerçekten sevilmek, yalan dolan olmadan, saf sevgiyle sevilmek nasıl bir şey? Siz biliyor musunuz? Ben bilmiyorum. Siz biliyor olabilirsiniz, bu hayatta birbirini sevip mutlu olanlar da var. Şanslı olanlar var. Ben o şanslı yüzdenin içinde olamadım. Olsam büyük ihtimalle bocalarım. Sevgiden de korkuyorum. Aslında sevgiden korkmak değil benimki, birbirimize alıştıktan sonra senin o ilgiyi artık göstermeyecek olman ve boş verip alışkanlığa dönüştürmen. O yüzden boş hayaller kurmuyorum. Hayaller çok güzel ama bir de gerçekler var, buz gibi yüzüne çarpan... 

    Hayat bana seçenek sunmadı değil ama hep bir engel vardı önümde. Hiçbir zaman o kadar rahat olamadım. Çok çabaladım bazı şeyler için, çabaladıkça denizin dibine doğru battım, çıkamadım, boğuldum. Sanki ben çıkmak istedikçe aşağıdan beni çeken başka bir kuvvet vardı. Ve ben yenildim. Yoo hayır hayır, erken konuşmuyorum, ben yenildim. Deniz kızı Ariel gibi kaybettim ben de, belki de en sevdiğim masal olmasının sebebi, Ariel karakterini kendime bu kadar yakın görmem. Sarayda baloya gitsem cam ayakkabımın teki düşer başka tarafa savrulur, prense de kavuşamam. Ormanda cadının verdiği zehirli elmayı yesem prens gelmez, ormanda gitsem kurt beni yer.  Benimki öyle bir şanssızlık işte. Masallardaki prensesler fazla mı şanslı? Yazarken hala ağlıyorum, bir yandan da gülmeye çalışıyorum. Evet, sinirlerim bozulmuş benim. İçimdeki küçük kız bir yerlerde tepiniyor, onu da kaybettim. Dedim ya yavaş yavaş ölüyorum...

   Sanki ben de bu ölümü istiyorum. Gerçekten gücüm kalmadı. Yapamıyorum. Sanırım benim en iyi arkadaşım göz yaşlarım. Hep yanımdalar, gitmiyorlar hiç, beni yalnız bırakmaya niyetleri yok. Mutluyken de ağlıyorum, hep yanımdalar, daha ne olsun değil mi?

    Bütün bunları yazarken birden durdum. İçeride beni bekleyen sevdiğim insana karşı yalan mı söylüyorum? Sevmiyor muyum onu? Hayır seviyorum, bilmiyorum tam olarak. Seviyorsam neden aklıma başkası geliyor? Ona  haksızlık etmeyi istemiyorum ama sevildiğimi hissedemiyorum ve bu nedenle benim de sevgi tanımlamam değişmeye başladı. Sadece yanımda olması onu sevmem için yeter mi? Mutlu olsam bu kadar üzüntü ve göz yaşı neden? Daha fazla yazamayacağım, iyi hissetmiyorum...

   Mektubu bitirirken şöyle bir göz gezdirdim yazdıklarıma. Bütün bunları içimdeki küçük kız yazdırıyor bana. Ne yapacağımı bilemedim bir an, sonra diğer çekmecelerden zarfları aramaya başladım. Ne kadar dağınık olmuşum son zamanlarda, hiçbir şeyi yerinde bulamıyorum. En alt çekmeceden zarfı çıkarırken gözüme küçük el yazısıyla yazılmış bir not ilişti. Kağıdı elime aldım ve annemin yazısını gördüm. Bu bir işaret miydi? İşaretlere çok inanırım. Adımın anlamını fazlasıyla taşıyorum sanırım. 

       Kağıtta yazan ; ''Seni çok seviyorum canım kızım...''

  Zarfın içine hem yazdığım mektubu, hem de annemin notunu koydum. Zarfı kapattım, bir süre elimde tuttum ve çekmeceye diğer mektupların arasına kaldırdım. Kimsenin okumadığı, sadece benim bildiğim sayısız mektup, göz yaşları içinde yazılan mektuplar...

  Kendimle baş başa kaldığım ve en sevdiğim, yazarken dolu dolu yaşadığım o anlar... Ne kadar üzülüp ağlasam da kendimi bulduğum anlar ve o yüzden benim için çok değerli bu mektuplar... Ağlamaktan kızarmış gözlerim ve hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek devam etmek zorunda kalan ben... Hayatın benim için bir armağan olduğunu biliyorum ama bu armağan benim için fazlasıyla zorlayıcı...

   Böyle düşünceler içindeyken birden kapı açıldı ve  ''Beliz, sevgilim sana sesleniyorum, kapıyı da çaldım, duymadın, iyi misin, dışarı çıkacaktık, unuttun mu?'' dedi.

Şaşkınlıkla ve boş bir ifadeyle yüzüne baktım ve yine o ödül alacağım role büründüm, ''Affedersin, dalmışım, duymadım, geliyorum hemen.'' dedim. 

   Ayağa kalktım, sandalyeyi yerine koydum, gizemli çekmecelere baktım ve gülümseyerek kendi kendime ...Geliyorum... dedim ve odadan çıkıp kapıyı sanki bir daha açmayacakmışım gibi hızla kapattım...



🎈Görseller Pinterest'ten alınmıştır.

🎈Bu hikayeyi yazarken gerçekten ağlıyordum, çok üzülmüştüm bir şeyden dolayı, hikaye bitene kadar da ağladım ve bir anda hırsla yazdım😊

İçindekileri döken bir kızın hikayesi



Etiketler:

Yorum Gönder

40 Yorumlar
  1. Deniz Kızı Ariel’i ilk defa duydum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Küçük Deniz Kızı'nın adı Ariel:)

      Sil
  2. ''İçimdeki küçük kız bir yerlerde tepiniyor, onu da kaybettim.''
    Bende kaybettim o kızı maalesef.
    Yazınız çok etkileyiciydi. Satırlarda kendimi bulduğum kısımlar oldu. :)
    O küçük kızlar kurtulsun. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:)))
      Yazımı beğenmenize çok sevindim:))) Ben de bu aralar kaybettim o küçük kızı:(
      Cümlenizi okuyunca da kötü oldum. Umarım siz de bir an önce bulursunuz içinizdeki küçük kızı ve kocaman sarılırsınız:) O küçük kızlar kurtulsun:)

      Sil
  3. Son cümleyi okuyana kadar bir kitaptan kesit sandım. Başından sonuna mükemmel yazılmış bu hikaye için can-ı gönülden tebrik ediyorum. Umarım o üzüntünüz geçip gitmiştir. Üzülmeyeceğiniz zamanlar diliyorum size. Beyninize, yüreğinize sağlık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Güzel düşüncelerinize ve hikayeyi beğenmenize çok mutlu oldum:))) Üzüntüm kısmen geçti diyebilirim:(
      Tatlı dileğiniz için ayrıca teşekkür ederim:)))

      Sil
  4. Baştan sona duygu dolu satırlar. Soyut ya da somut kimin yok ki gizli çekmeceleri
    Yüreğine sağlık canım 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim Sibel Hanım:))) Kesinlikle herkesin gizli çekmeceleri var kendine sakladığı:)))

      Sil
  5. birini sadece sevmek, dünyanın en zor işi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Kesinlikle çok zor ama bir o kadar da kolay:) Zorlaştıran bizleriz bence:))))

      Sil
  6. Çok etkileyiciydi... Ve akış, yazıya yansıyan içtenlik, duygulardan hiç söz etmiyorum ve etkili, açık sözlü, farkındalığı yüksek bir gelişme ve özgüvenli final!

    Daha ne olsun:)

    Çok alkış:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Beğenmenize çok mutlu oldum, böyle güzel düşünceleri okuyunca daha çok yazma isteği geliyor:))) Sanırım yazarken fazla açık sözlü oluyorum ama böyle olmak da hoşuma gitmiyor değil:))))

      Sil
  7. Yazının bazı yerlerinde kendimi buldum sevgili kitap keşfi... ne güzel ne içten yazmışsın... Çok çok sevdim bu yazıyı. Eğer sen de kaybetmeye yaklaştın ise o küçük kızı, ona sıkı sıkı tutun ve kaybolmasına izin verme. Kalemine, hislerine, emeğine sağlık! sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Senin yorumlarından hep hissettiğim bir şey var; biz birbirimize benziyoruz bence duygu ve karmaşa açısından:))) Yazıyı beğenmene çok sevindim:))) Bu aralar kaybettim ben de ne yazık ki...
      Tutunmaya çalışıyorum:))) İçten yorumun için çok mutlu oldum, iyi ki varsın:)))

      Sil
  8. Zaman zaman önümüze seçenekler çıksa bile göremeyiz çünkü o acıyla biraz kalmamız gerekir.Acıyla kalma süresi uzarsa işte orada sorun başlar.Yazıyı okurken derinliği hissediyor insan.Bence yazarak sağaltıma devam etmelisiniz.Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Kesinlikle o acıyla kalmamız ve yaşamamız gerekiyor, sonrasında daha sağlıklı kararlar verebiliriz:) Yazmayı seviyorum ve bana iyi geliyor:)))

      Sil
  9. Üzülmene üzüldüm, şimdi daha iyisindir İnşallah.
    İnsanları anlamak güç, bizim hayallerimizi, beklentimizi en yakınımızdaki kişi bile görmeyebiliyor. Kalemine sağlık, çok içten yazmışsın. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Biraz daha iyiyim, hatta bugün daha iyi hissediyorum, teşekkür ederim:)))
      Doğru söylüyorsun en yakınımızdaki kişi bile görmüyor, anlamıyor bizi.
      Hikayeyi beğenmene çok sevindim:))))

      Sil
  10. ilk görsel çok güzelmiş, hikaye etkiledi beni hayatımı gözden geçirdim bir nevi, söyleyebileceğim şey bir yaştan sonra aşkı değil de yol arkadaşını arıyor insan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Görseli çok aradım biliyor musun:)
      O an yazdıklarıma ve kendime en yakın gördüğüm görsel buydu, yazımı beğenmene çok sevindim:))) Yazının içinde hissedebildiğin duygular olduysa ne mutlu bana, demek ki güzel yazabilmişim:)
      Aslında dediğin doğru ama yol arkadaşının içinde aşk da olsa çok güzel olur:))))

      Sil
    2. Resim gerçekten çok güzel çok beğendim ama umarım ruh haliniz o şekilde olmaz ve hep mutlu olursunuz 🤗

      Sil
    3. Ben de çok sevdim resmi:))) O gün iyi değildim ama şu an daha iyiyim, teşekkür ederim:))) Umarım hepimiz iyi ve mutlu oluruz:))))

      Sil
  11. Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Devamı olmayacak bu hikayenin:)))

      Sil
  12. Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Ben de yazarken bayağı etkilendim, ağlayarak yazdım:)

      Sil
  13. Neden üzdün...Duygulandım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa:( Üzmek istemezdim, çok kötü bir anımda yazdım birden:(
      Yazarken ben de üzülerek yazdım:(
      Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:)))

      Sil
  14. Üzgün olduğunuz anlalışılıyor, biraz karamsar sanki, tam bir duygu patlaması olmuş o zaman, elinize sağlık, çok güzel, zevkle okudum, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Gerçekten öyle, çok kötü bir anımda ağlayarak yazdım:( Biraz içimdekileri döktüğüm bir yazı oldu:(
      Beğenmenize mutlu oldum:)))

      Sil
  15. Hüzünlü bir yazı olmuş, çok sürükleyiciydi, kalemine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Beğenmene çok sevindim, hüzünlü oldu biraz:)

      Sil
  16. Çok muazzam ve etkileyici üstelik duygu yüklüydü. Kaleminize sağlık 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Beğenmenize sevindim:)))

      Sil
  17. Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:)))

      Sil
  18. Sen bu yazma işini çok iyi biliyorsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Ne güzel bunu duymak, çok mutlu oldum gerçekten, hikayenin beğenilmesi ve böyle bir övgü olmak çok çok güzel:))))

      Sil
  19. Bazen ağlamak da iyi gelir. Ağlamayı niye kötü bir şey gibi algılarlar bilmem. Ağlayamasak daha kötü bence. :) Ve bence, bir şeye başlamak için ölmek veya doğmak gerekmez. Durmak gerekebilir tabi o ayrı. Sevilmek için sevmek gerekir bence. Bir başkasını da değil, kendini. Bilmiyorum, bu hikayeyi bir yıl öncesinde okusam çok farklı düşünürdüm sanırım. Oysa şimdi karakterin aşamadığı eşiği görüyor gibi hissettim. Siz de umarım daha iyisinizdir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Ağlamak bence çok iyi geliyor, kesinlikle insanlar içinde tutmamalı, ağlamalı:) Aşamadığım bazı şeyler var ve anlatamadığım belli şeyler, hikayelerle açığa çıkıyor. Çok teşekkür ederim, şimdi daha iyiyim:)))

      Sil