Kar Küresi, Ben ve Yeni Yıl Sohbeti

     

    Yeni yılın ilk gününden kocamaaannnn merhabaaaaa😊😍 Nasılsınız? Yeni yılın ilk günü içimden geldiği gibi yazmak istedim, sohbet edelim tatlı tatlı😊 Yazıya gülümseyerek başladım, gün güzel başladı, pozitif ve enerjik. Tabii sabah yataktan biraz dağılmış kalktım ama sonrasında kendimi toparladım, duş ve kahvaltı iyi geldi😊

     Yeni yıl güzel başlangıçlar demek benim için, gülümseme dolu günlerin gelmesi demek, yeni umutların oluşması demek, yeni  arkadaşlıkların habercisi demek, sevdiğin insanlarla sohbet etmek, bazen saçmalamak demek. Güzel ve tatlı olan ne varsa yeni yıl benim için bütün bunların birleşimi olan kar küresi demek😊

    Kar kürelerini çok severim. Kimse bana hediye olarak kar küresi almadı, ben de kendime almadım niyeyse. Aşırı mutlu oluyorum kar kürelerini görünce. Sizce de öyle değil mi? Ben yine fazla mı abartıyorum? Sevdiğim şeyleri abartmakta bayağı iyiyim biliyorsunuz artık😊 Hediye olarak kendime Disney'li çay kupası aldım, renkli, enerji dolu, çocukça olan her şeyi çok seviyorum. 

     Geçen sene istediğim kadar kitap okuyamadım. Kendime hedef koymayı sevmiyorum, çünkü hedefle yapamıyorum. İçimden geldiği gibi okumak, paylaşmak istiyorum daha çok. Bu tarz hedefler bana her zaman uzak geliyor ve yapamadığım için de gerek duymuyorum. 2 sene önce öyle bir yazım vardı, listeyi de hazırlamıştım ve tabii ki uymadım. Bu seneye eğlenceli kitaplarla başlayacağım, yılın ilk günlerinden ağlamayayım, duygusallığa gerek yok bence😊

      Geçen sene Aralık ayında izlemediğim kadar yeni yıl temalı film izledim, aşırı eğlenceli ve pozitif oluyor yeni yıl filmleri. Bazı filmleri tekrar izlediğim de oldu. Yeni yıl coşkusu, hediyeler, süsler... Ben de o anda filmin içine girip alışveriş yapıp, bir şeyler yemek istiyorum. Ben de mi tuhaflık var? Çok güzel oluyor ama her yer ışıl ışıl, filmin içine ışınlanmak istemem normal bence😊Yeni yıl temalı izlediğim filmlerin hepsi instagram hesabımda öne çıkanlarda duruyor. Bunların dışında geçen gün Black Adam'ı izledim ve çok sevdim. 1899 dizisini çok merak ediyordum  3 bölüm izledim ve sevmedim, daha doğrusu hoşuma gitmeyen bir detaydan dolayı izlemeyi  bıraktım, izlemem de. Daha önceden izlediğim La La Land (Aşıklar Şehri)filmini eğer müzikal seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim. Emma Stone ve Ryan Gosling oynuyor, tabii ki favori oyuncum oynarsa severim filmi(kimden söz ettiğimi biliyorsunuz, her yere yazıyorum artık😊) Demir Leydi filmini de kesinlikle öneririm. İngiltere Başbakanlığını yapmış olan Margaret Thatcher'in hayatını anlatıyor. Ben çok etkilendim ama dönem filmi sevmiyorsanız sıkılabilirsiniz. Daha önceki sohbet yazımda size bahsedeceğim iki film bunlardı😊

      Bu arada saçımın rengini değiştirdim sonunda. Saçımı açtım, sonra aldığım iki boyayı karıştırıp boyadım. Buraya kadar sorun yok. Tabii ki kullandığım boya renkleri açık olunca, ortaya çıkan renk alttaki açıcının etkisiyle sarı oldu. Sarı saç rengini hiç sevmem, çok çirkin oldum. Bir insana bu kadar mı yakışmaz bir renk?😂Birkaç gün öyle dolaşmak zorunda kaldım evde. Hiç hoş olmadı, neyse sonra kahvenin açık tonunu aldım ve sonuç istediğim gibi. Koyu saç renginden kurtulmak ve daha açık doğal bir ton elde etmek istemiştim. Şu an seviyorum saçlarımı ve onları da, kendimi de rahat bırakmaya karar verdim. Bence tatlı oldum, psikolojik olarak da kendimi kandırıyor olabilirim, bilemedim. ''Kararını vermişsin, bize niye soruyorsun?'' demeyin. İnsan bir iltifat duymak istiyor😊

      Bu yazımda biraz kendimi anlatmak istiyorum size. Neşeli biriyim evet, gülmeyi, eğlenmeyi aşırı severim. Sabaha kadar dışarıda olsam bıkmam, hep dolaşmak isterim(Türkiye şartlarında pek yapılamıyor o ayrı) Film ve dizi izlemeyi ne kadar çok sevdiğimi yazılarımdan biliyorsunuz. Kitabı artık söylememe gerek yok diye düşünüyorum😊Kitaplarla aşk yaşıyorum zaten, bütün gün kitapçıda gezmek, sayfaları karıştırmak, kitapların kokusu içinde olmak hayattaki en güzel şeylerden biri. 

      Hayattaki en güzel şeylerden biri de yemek yemek bence. Çok seviyorum yemek yemeyi ve fazla yiyorum. Tatlıya hayır diyemem. Abur cubur zaten ayrı bir keyif. Yemek yiyip kilo almayan şanslı kişilerdenim, bu yüzden birçok insan sinir oluyor bana. Tabii ki sağlıklı beslenmek en güzeli, benim yaptığım doğru bir şey değil, hatta geçen kitap alışverişimde Duygusal Açlık kitabını almıştım, bu yıl okuyacağım. Kilo problemim de olmayınca yemek yeme sınırsızlığı oluştu bende, buna da dur demek gerekiyor, bu da eksi yönlerimden biri (Kilom hep 54-55 arasındadır😊)

      Biri benim için bir şey yapınca altını mutlaka çizerim, çizilmesi gerektiğine de inanırım. Çünkü o kişi sana değer vermiş, senin için bir şeyler yapmaya çabalamış, sen de değerini bilmek zorundasın. Bu konuda şanslı olduğum kadar ne yazık ki üzüldüğüm durumlar da oldu.  Kimse için kötü düşünmem, içimde kötülük yoktur. Birisi için elimden geleni yaparım her zaman. Fazla duygusalım ve bu huyumu hiç sevmiyorum gerçekten. İnsan her şeye ağlar mı? Ağlamaz tabii de, gel bunu kalbime, içime anlat. Bir de sinirlendiğim zaman gözlerim doluyor, o göz yaşı orada hazır bekliyor ve yavaş yavaş aşağıya kendini bırakıyor. Duygusallık her zaman zarar getirir, hayatımda çok defa örneğini yaşadım. ''E madem bütün bunları bilip söylüyorsun, neden duygusal olmaktan vazgeçmiyorsun?'' diyeceksiniz şimdi. Yavaş yavaş olacak bazı şeyler, öyle hemen bunu yapacağım deyip yapamıyorsunuz, ya da ben böyleyim, başkası farklı olabilir. 

      Dışarıdan soğuk ve havalı göründüğümü söyler çoğu kişi. Soğuk göründüğümü kabul ediyorum ama tanıyanlar sonradan fikrini değiştirir. Herkesle konuşmam, belki bundan kaynaklı olabilir. İletişimi çok seviyorum, konuşmak, sohbet etmek sevdiğim şeylerdir ama herkesle değil. Herkesle iletişim kurma, konuşma taraftarı değilim, herkesi sevmek zorunda da değilim, insanlar da beni sevmek zorunda değil. Bana yapmacık geliyor herkesi sevmek, herkesle iyi geçinmek. Ben yapamıyorum, öyle de olmadım hiçbir zaman, o yüzden soğuk ve mesafelisin diyorlar. Sevdiğim insanlara karşı tabii ki farklıyım, çok sevdiğim ve fedakarlık yaptığım bir insandan soğuk bir davranış görürsem hemen uzaklaşırım. Eskiden insanlara uzun uzun anlatırdım, üzülürdüm. Son zamanlarda umursamıyorum. Sizi seven, yanınızda olmak isteyen insanlar bahane bulmuyor. Sırf iyi olup olmadığınızı öğrenmek için herhangi bir şey yazıyor, arıyor.  Gerçekten size değer veren insanlar bunu her zaman belli eder. Fazlasına da gerek yok. Belli bir yaştan sonra gerçekten umurunuzda olmuyor. 

     Arkadaşlık kavramında şunu düşünüyorum. Belli bir sınırı olmalı bence. Yakın arkadaşım diye her şeyime karışamaz, her şeyi söyleyemez. ''Arkadaş söyleyecek tabii ki'' diyenleriniz olabilir. Bana aşırı ters gelen bir durum. İnsanlar benim hayatıma müdahale ettiği zaman rahatsız oluyorum. Fikrini düzgünce söyleyebilir ama fazlası hayır. Herkesin kendi fikri var, yaşanmışlıkları farklı, içinde bulunduğu psikolojik durumu farklı. Bir de genelleme yapmayı sevmiyorum ama kız arkadaşlarımdan yana hiç şansım olmadı. Şu an görüştüğüm iki kız arkadaşım var, her zaman benim iyiliğimi isterler, yanımda olmaya çalışırlar. Ondan önce gerçekten kardeşimden bile ayırmadığım yakın olduğum kız arkadaşlarımdan zarar gördüm. Erkek arkadaşlarımla çok daha güzel sohbet ediyorum. Bu durumlar kişiye göre değişir, sizlerin hayatında eminim farklıdır. Ben kendi yaşadıklarım üzerinden konuşuyorum doğal olarak. Bir de sadece kötü gününde değil, başarında ve  iyi bir haber aldığın zaman da yanındaysa o insan gerçek arkadaşındır. Gerçekten kıskançlık olmadan yanınızda olanlar varsa şanslısınızdır. 

    Kıskançlık bence sadece sevdiğin kişiye karşı olabilir o da belli ölçülerde. Biri bir şey aldığı ya da yaptığı zaman kıskanıyorsanız orada normal bir durum yok. İmrenmek başka bir şey, imrenebilirsiniz, güzel duygularla beğendiğinizi söyleyebilirsiniz. Kötü duygularla birlikte kıskançlık varsa içinizde bu hiç iyi değil, eminim ki etrafınızda böyle insanlar vardır. 

        Küçükken balerin olmak istiyordum, hala da içimde kalan bir şeydir. Çocukken balerinlerin giydiği elbiseler, ayakkabılar masal gibi gelirdi bana. Bir de Sindirella'nın cam ayakkabısından isterdim, çok güzel değil mi? Tabii önce topuklu ayakkabıyla yürümeyi öğrenmem gerekiyor. Devamlı spor ayakkabı, converse giyince böyle oluyor. Lisedeyken de manken olmak istiyordum. Ne çok şey istiyormuşum ben de😊😂 Okudukça gülüyorsunuz değil mi?😊

       Sevdiğim insanlara hediye almayı çok severim. Zamansız hediyeler. Bir şey görünce aklıma gelir alırım ve hediye verdiğimde insanların yüzündeki o mutluluğu çok severim. İnsanları mutlu etmek, hiç aklında yokken sürpriz yapmak çok güzel bence. O gülümseme çok değerli oluyor.  Özel günleri sevmiyorum.  Özel günler derken sevgililer günü, anneler günü, babalar günü gibi. Doğum günlerini çok severim. Şimdi instagramda kitap için yapıyorum bunu. Uzun zamandır kimseye hediye kitap göndermedim sanırım, tekrar başlayacağım. Ben de çikolatayla, lokumla, kurabiyeyle, kitapla, küçük bir notla mutlu oluyorum. Büyük şeylere gerek yok bence. 

       Kedileri aşırı seviyorum. Önceleri çok korkardım. Yaklaşamazdım, dokunamazdım. Sonradan kardeşim eve kedi almak isteyince, önce karşı çıktım. Hatta; ''odaya kaptırsın, öyle her yere giremez.'' dedim. Biraz tartıştık. Sonrasında kedi eve geldi biraz zaman geçti ve ben alıştım. Sanki kediden korkan, uzak duran, o lafları söyleyen kişi ben değildim. Nasıl alıştım anlatamam size, işten eve gelince sorduğum ikinci şey kediydi😍🐈 Aşırı seviyorum, dışarıdaki kedileri de artık rahatça sevip, dokunabiliyorum. En güzel terapi bence😍😊

      ''Bütün bunları anlattın, hiç negatif yanın yok mu?'' diyeceksiniz. Olmaz olur mu? Tabii ki var.  Sinirliyimdir, bazı şeylere fazla tepki gösteririm duruma göre. Kadın, erkek ilişkilerinde kadını ezen, aşağılayan, erkeği üstün gösteren bir laf edildiği zaman aşırı sinirleniyorum. Kimse durduk yere sinirlenmez yalnız, mutlaka bir şey olur öyle tepki verirsiniz. Sonuçta melek değilim. Sinirlenmem gerekiyorsa susup sakin kalamam. Gelenek, görenek durumları bana aşırı saçma geliyor mesela, büyüklerin her dediği yapılır mantığı çok ters gelen şeylerden yine. Bana fazla karışılsın istemem, özgürlüğüme düşkünüm. Herkesin sevdiği şeyleri sevmem. Aşırı gösterişli şeylerden nefret ederim. Doğal ve sade olan her şeyi severim. Olaylara olumlu yönünden bakmak, kötüyü aklıma getirmemeye çalışmak, bir şeyler için uğraşmak kendimde sevdiğim ayrı şeyler. Beni zorlayan şeyler oluyor hayat şartlarında, o zaman da içime kapanıyorum. 

       Takıntılı değilim ama insanlar bir şey yaptığı zaman özür dilemiyorsa buna sinir olurum. Teşekkür etmeyi de bilmeyen insanlar var. Bunları söylemekle kötü bir şey olmuyor. Küçücük şeyler insanı mutlu eder. Çok hatalarım oldu, pişmanlıklarım ve keşkelerim oldu. Kendimi çok eleştiririm, acımasızca eleştiririm hem de. Şimdiki bilincim çok farklı, o zamanlar öyle değildi. Yaşayarak öğreniyoruz her şeyi. Bazı şeyler farklı olabilirdi hayatımda. Söylemek istediğim bir başka şey ise, kitapları, okumayı, yazmayı seven biri olarak, çok uzun seneler elime hiç kitap almadım yaşadığımız bir problemden dolayı (bunun sebebi bana kalsın) O yüzden okuyamadığım çok kitap var, bloğu açtığımdan bu yana bu eksik yanımı tamamlamaya çalışıyorum. Bir de daha önce bu kadar kitabım yoktu, son iki yıldır kitap almaya başladım diyebilirim. 

        Aşk için söyleyebilecek bir şeyim yok. Çok üzüldüm, çok ağladım maalesef, öyle olsun istemezdim. Şimdi de kolay kolay birine güvenemiyorum. Birdenbire olan her şey çabuk bitiyor. Arkadaşlıktan başlayan ve yavaş yavaş birbirini tanıyan insanların aşkı çok güzel gelir bana her zaman. Tüketmeden, her gün artan sevgiyle tanımaya çalışmak, acele etmemek. Yormayan, tatlı tatlı oluşan aşklar. Anne baba sözünden dışarıya çıkmayan, kendi kişiliği oturmayan erkekler için gerçekten çok ama çok sinirleniyorum. Birey olarak senin fikrin yok mu? Hayatta her şeyi anne baba sözünü dinleyerek mi yapacaksın? (her erkek aynı değil) Karakterli ve gerçekten iyi kalpli İNSANLAR girsin hayatımıza. 

       Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. Blog hayatıma çok şey kattı. Blogla ilgili teknik konularda bana yardım eden 3 arkadaşım var, onlara da ayrıca teşekkür ederim. Burada gerçekten çok sevdiğim ve kendime yakın gördüğüm arkadaşlarım var. Onlar kendilerini biliyor. Birkaç kişiye biraz daha yakınım, yalan söylemeye gerek yok. Çok uzak olduğum insanları takip etmiyorum zaten. Bana iyiliği dokunmuş, gerçekten beni sevdiğini hissettiğim tatlı insanlar var.

        Umarım sizi bunaltmamışımdır. Bugün öyle bir içimi döktüm sizlere. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bu sene her şeyin çok daha güzel olması umuduyla...

         Yeni yılınız kutlu olsun. 2023 Sizlere öyle güzel tatlılıklar ve güzel haberler getirsin ki, her şeyi sağlıkla ve huzurla, neşeyle, mutlulukla, enerjiyle, bol gülümsemeyle yaşayın....  Kar küresi sihri ve çikolatalı kurabiye tadında bir yeni yıl diliyorum hepimiz için😍Kendinize çok iyi bakın...

    

           🎈Görseller, Pinterest'ten alınmıştır😊