Yakıcı Sır

                 

Bir baronun bir çocuğu kullanarak bir kadına yaklaşmak istemesi

             Siz olsanız biriyle iletişim kurmak için başka birini ya da bir çocuğu kullanır mıydınız?


                Yazıma bu soruyla başlamak istedim. Bu soruya herkesin hayır diyeceğini düşünüyorum, düşünmek istiyorum. Ne olursa olsun haklı bir sebebi olmaz, olamaz, olmamalı...

            

                 Kitabın konusu; tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron zamanını bir flörtle geçirmek ister.  Tanışmak istediği kadının on iki yaşındaki oğluyla arkadaş olur önce. Sonra annesiyle iletişim kurar. Ve sonrasında olan olaylar



                                     😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar : 


            😊''Yalnız kalma becerisine sahip olmadığını gayet iyi bilen, son derece sosyal bir insandı, ayrıca bu haliyle sevilen ve bütün çevrelerde aranan biriydi. Kendi başına kalma eğilimine asla sahip değildi ve kendisini daha yakından tanıma isteğini  de hiç duymadığından bu türlü yalnızlıklardan olabildiğince kaçınırdı.''


             😊''Çocuk ilgisini çekmeye başlamıştı. Korku yüzünden bu kadar ürkek davrandığı anlaşılan bu oğlanın, belki de annesine yaklaşmak için en hızlı aracı olabileceğini düşündü. Ne olursa olsun bunu bir denemeye niyetlendi. Tekrar dışarıya çıkan çocuğu belli etmeden izledi.''


               😊''Ruhunda mutluluk ve çocuksu bir ümitsizlik duygusu birbirine karışıyordu. Çünkü o gün yaşamında yeni bir şey olmuştu. İlk kez yetişkinlerin hayatına karışmıştı. Yarı yarıya düşlere dalmışken bir çocuk olduğunu unutarak kendini bir anda büyümüş hissetti.''


                😊''Kadın için gösterdiği çabanın boşa gitmeyeceğini tahmin ediyordu. Bir kadının, asla sevmediği bir kocaya sadık kaldığı için pişman olmaya başladığı ve artık solmaya başlayan güzelliğinin, anaçlıkla dişilik arasında tercih yapmak için son bir şans daha tanıdığı yaşlardaydı.''


                 😊''Kadın yukarı çıktığında elini şiddetle çarpan kalbinin üstüne bastırarak bir an merdivenin başında durdu. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. Sinirleri boşanmıştı. Hem bir tehlikeden kurtulmanın rahatlamasıyla hem de pişmanlıkla, göğsünden bir inilti koptu. Her şey birbirine karışmış, hafif bir uyuşuklukla kanında akmaya devam ediyordu. Gözleri yarı kapalı, sarhoş gibi sendeleyerek odasına yöneldi ve kapı kolunun serinliğini avucunda hissettiğinde derin bir nefes aldı. Ancak şimdi kendini güvende hissetmişti.''


                   😊''Sanki anlatmaya cesaret edemedikleri bir şey yapmış gibiler. Sohbetleri dünkü sohbet değil, gülüşleri de öyle; üzerlerinde bir tutukluk var, bir şeyler gizliyorlar. Bana belli etmek istemedikleri bir sırrı paylaşıyorlar.''


                    😊''Ben size ne yaptım ki artık beni hiç umursamıyorsunuz? Artık bana niye hep böyle davranıyorsunuz? Annem de aynı şeyi yapıyor. Niçin beni hep yanınızdan göndermek istiyorsunuz? Sizi rahatsız mı ediyorum, ya da kötü bir şey mi yaptım?''


                     😊''İçindeki sesi hala duyuyordu, ama bütün bu görünmez kaygıları üstünden atmak ister gibi omuz silkti, aynaya berrak bir bakışla baktı, giysisini düzeltti ve masanın üzerine son parasını fırlatan bir kumarbaz edasıyla aşağıya indi.''


                       😊''Gölgede kalan pencereden temkinlice onları gözetledi. Ağır ağır yaklaşırlarken giysilerine ay ışığı vuruyordu. O yeşil ışığın altında hayalet gibi görünüyorlardı...''


                         😊''Birini aldatan ötekini de kolayca aldatır. İnsan Birine yalan söylüyorsa, başkasına da söyler.''


                          😊''Hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez. Hiçbir şey olgunlaşmamış bir zihnin bütün olanaklarını karanlıkta kaybolan bir iz kadar harekete geçiremez. Bazen çocukları bizim gerçek addettiğimiz dünyadan ayıran sadece incecik bir perdedir ve rastlantısal bir rüzgarla açılıverir.''


                           😊''Yaşamın zenginliğine dair ilk izlenimlerini edinmişti, ilk kez insanın doğasını, düşman göründüklerinde bile birbirlerine ihtiyaçları olduğunu anlıyordu.''


                         😊''Mutluydu ama kafası karışıktı; kahkahalar atmak istiyordu ama gözyaşları yağmur gibi yanaklarından süzülüyordu.''


                          😊''Sevginin şiddeti, sevgiyi sadece kendiyle değerlendirip, ondan önce ortaya çıkan gerilimi, büyük olaylar öncesinde insanın kalbinde olan hayal kırıklığı ve yalnızlığın boş, karanlık odasını görmezden gelerek ölçülemez.''


                           😊''Yalnız ve çaresiz kaldığından beri her şey gözüne daha farklı, düşmanca ve çirkin görünüyordu.''


                            😊''Bir yetişkin olduğu yanılsamasına kapılarak çocukça bastırmış olduğu, son günlerde yaşadığı öfke, kırgınlık, merak, sabırsızlık, çaresizlik ve ihanete uğramışlık duygusu göğsünü çatlatacak gibi zorlayarak gözyaşlarına dönüşüyordu. Bu çocukluğunun son ağlama kriziydi ve en dinginsiziydi.''


                             😊''İnsan birine yalan söylüyorsa, başkasına da söyler.''


                              😊''Okuduğu kitaplardaki insanlar, para, güç, ya da bir krallığı elde etmek için insan öldürüp yalan söylüyorlardı.''


                    Kitap 88 sayfa, karton kapaklı ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'na ait baskısı. Dili akıcı ve anlaşılır. Çevirisi çok iyi yapılmış bence. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın modern klasiklerini çok seviyorum. Stefan Zweıg okumayı ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz artık zaten😊Daha önce bloğumda Olağanüstü Bir Gece, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Geçmişe Yolculuk kitaplarını yorumlamıştım, kitap isimlerinin üstüne tıklayarak ulaşabilirsiniz yazılarıma. Yazarın anlatımını çok seviyorum ve kitaplarını 1 saat içinde bitiriyorum. Evet sayfa sayısı az olduğu için 1 saatte bitirmek çok normal ama demek istediğim sayfalar su gibi akıp gidiyor. Sayfa sayısı az olan her kitapta aynı tadı almanız imkansız. 


                     Kitabı okurken sinirlendim aslında. Okuyanlar hangi karaktere sinirlendiğimi çok iyi anlar. Tabii ki barona sinirlendim. Sırf kadınla iletişime geçmek için çocuğunu kullandı. Tipik çapkın erkek davranışı, böyle okuyunca, duyunca sinirleniyorum. (tamam herkes aynı değil ama çoğunluk böyle maalesef) Çocukta yarattığı travma tartışılmaz. Kadına da ayrıca sinir oldum. Tek bir açıdan mı değerlendiriyorum, başka bir bakış açısıyla mı bakmam gerekiyor bilemiyorum. Okuduğum anda bende bıraktığı etki kitabın.  Fazlasıyla merak uyandıran bir kitap, bir sonraki sayfaya geçmek için daha çabuk okumak istiyorsunuz. Stefan Zweıg kitaplarındaki psikolojik tahlilleri biliyorsunuz, her detay mükemmel kesinlikle. 


                       Çocuğun(Edgar) gözünden yetişkinlerin dünyası anlatılıyor aslında bir yandan da. Yetişkinlerin davranışlarına anlam vermeye çalışıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Onların gözünde önemli olduğunu görmek istiyor ve bunun için çabalıyor. Kitap empati yapmanızı sağlıyor, gerçi yazarın kitaplarında genel olarak empati yapıyorsunuz okuduğunuz zaman. 


                       Stefan Zweıg kalemini çok seviyorum, hayranım diyebilirim. Yazarın kitaplarında uzun cümleler oluyor genelde, duyguları çok iyi kullanıyor ve bunu yazıya fazlasıyla yansıtıyor. Okurken kitabı asla bırakmak istemiyorsunuz. Bu kitapta çocuğun şahit oldukları ve onda yarattığı psikolojik etkiyi öyle hissediyorsunuz ki kendinizi Edgar olarak görüyorsunuz. Çocuk bir arkadaş edindiği için mutlu oluyor ve arkadaşına hayranlık duyuyor. Bu hayranlık sonrasında yerini nefrete bırakıyor, bu da çok doğal. 


                       Yaşamak istediğiniz duygu için hiçbir zaman kimseyi kullanmayın...


                        Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊


Etiketler:

Yorum Gönder

32 Yorumlar
  1. Yazarın en sevdiğim kitaplarından biri. Bir oturuşta, ara vermeden bitirmiştim. Çocuğa bayağı üzülmüştüm ama sonunda annesi biraz toparladı neyse ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için teşekkür ederim:))) Yazarın kitaplarını genel olarak çok seviyorum, okumak aşırı keyifli:))) Okurken ben de üzüldüm çocuğa, yazar çok güzel bir şeyi vurgulamış gerçekten:)))

      Sil
  2. Sinirlenmekte haklısınız.. Savaşta her şey mübah derler ama bu savaş değil sonuçta:9 Her şeyin bir yolu yordamı var..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Her şeyin yolu yordamı var ama hayatta bunu anlayan kaç insan var orası tartışılır. Bir çocuğun yaşadığı travma hayatı boyunca izler taşıyor, okurken sinirlendim o yüzden karakterlere:)

      Sil
  3. Yazarın bu kitabı bayadır elimde var. Bir ara kitaplarını stok yapıyordum. Elimin altında okunacak bir kitabı hep bulunsun diye. Ama kitabı henüz okumadım. Bir süredir Zweig da okumadım. Benim de sevdiğim bir yazar. Direkt olarak yazarın ismini görmem bile o kitabı okumaya karar vermem için yeterli. Muhtemelen beğeniyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Dediğine katılıyorum, yazarın ismini görmem kitabı okumaya karar vermem için yeterli, ben de çok seviyorum:))) Bütün kitapları mı su gibi olur? Ya da biz çok seviyoruz bize öyle geliyor ama başka bir büyü var kitaplarında:))) Keyif veriyor kitapları kesinlikle:))) Sen de seversin bu kitabını:))))

      Sil
  4. Okuduğum bir kitaptı. Alıntılar da çok güzel olmuş. Keyifli okumalar dilerim. 🎈

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Çok güzel bir kitap, çok severek okudum ben de:)))

      Sil
  5. Baron sinir olunmayacak gibi değilmiş, merak ettim alıp okuyacağım. Birine yalan söyleyen kişi kolayca başkalarına da yalan söyler kesinlikle doğru. Bu kitaptan ne güzel film olur dedim niyeyse:)))Eline sağlık canım. Çok güzel bir tanıtım olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Gerçekten fazlasıyla sinir edici bir adam. Kesinlikle güzel film olur, katılıyorum:) Aslında filmi yapılmış gibi az bir bilgi var ama net değil yazılanlar , o yüzden ben de bir şey yazamadım bilgilerin doğruluğundan emin olamadığım için. Beğenmenize çok sevindim:)))

      Sil
  6. Blog dedektifi bahsetmiş sizden. Geldim. Gördüm. Beğendim. Takipteyim:) sevgiler…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Hoş geldiniz:)))) Tatlı sevgiler :))))

      Sil
  7. Sevgili Kitap Keşfi, ne güzel tahlil etmişsin kitabı. Çocukların kullanıldığı hiç bir durum mazur görülemez elbette. Alıp okumak istedim hemen
    Çok teşekkürler, emeğine sağlık. 🤗🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim Sibel Hanım:))) Kesinlikle çocuklar kullanılmamalı, aslında kimse kullanılmamalı böyle durumlarda. Kitabı tavsiye ederim kesinlikle:)))

      Sil
  8. Zweig severim ama bu kitabını okumamıştım. Alayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Tavsiye ederim güzel bir kitap:)

      Sil
  9. Stefan Zweig kitaplarıyla çok anlaşamıyorum ama bu kitap yorumunu beğendim kalemine sağlık😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Sevmediğin için bir şey diyemem ama şans vermek istersen yazarın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabından başlamanı öneririm eğer okumadıysan :)))

      Sil
  10. Ben de çok sevmiştim bu kitabı, hatta iki kere falan okumuştum:) sizi de etkilemiş gördüğüm kadarıyla:) elinize sağlık, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Yazarın kitaplarını genel olarak çok seviyorum ve etkileniyorum, başka bir tarzı var, kesinlikle defalarca okunur, size katılıyorum:))))

      Sil
  11. Yazarın seçtiği konulardan mı ne elim bir türlü kitaplarına gitmiyor, soğukluk hissediyorum. En azından bir kitabını alıp okuyum diyorum ama yok sepete de ekleyemiyorum. Neyse zorlamaya gerek yok. :)) Tanıtım için teşekkürler, güzel açıklamışsın, aynı düşünüyorum insan ilişkileri konusunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Olabilir, bazı yazarları sevemiyorsun bir türlü, bir şey diyemem. Ben de Kırmızı Pazartesi kitabını okuduktan sonra yazarın kitaplarına elim gitmedi bir türlü:) Hep diyorum; kitap da film de kişiden kişiye değişiyor, o yüzden hak veriyorum sana:)))

      Sil
  12. Zweig'in bu kitabını okumamıştım. Sevdiğim bir yazar..
    Barona sinirlenmekte haklısın, çocuklar hiçbir koşulda kullanılmamalı öyle masumlar ki...
    Güzel tanıtımın için çok teşekkürler canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Ben de çok seviyorum yazarı, kitaplarını:))) Tavsiye ederim kitabı, bence seversin:))) Kesinlikle çocuklar hiçbir zaman kullanılmamalı. Yazımı beğenmene çok sevindim:)))

      Sil
  13. Çocukla tanışma amacı ve çocuğun psikolojisini bozması o kadar kötü ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Evet çok kötü, hiç kabul edilebilir bir şey değil

      Sil
  14. Çok merak ettiğim bir yazar, satranç kitabını hep okuyacağım unutuyorum, bununla hatırlamış oldum yazarı, sağol :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Kalemini en sevdiğim yazarlardandır, okurken aşırı keyif alırım:))) Satranç kitabını henüz ben de okumadım:)

      Sil
  15. Bu kitabı hiç okumadım diyebilirim hocam:) Nedeni ise hiç ilgimi çekmemişti kitapçıda bile biraz inceledim ama o zaman nedense sarmadı beni bir türlü sanırım daha çok tarih, bilim kurgu ve aksiyon kitaplarına ilgi duymamın nedeni bu olabilir. Ama daha önce Stefan Zweıg' in Dünün Dünyası ve Satranç kitaplarını okumuştum tavsiyede ederim baya sürüklemişti beni içine :) Elinize, emeğinize sağlık hocam:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Stefan Zweıg okumayı çok seviyorum ama yazdığınız kitaplarını henüz okumadım:) Genel olarak anlatım tarzını seviyorum, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını tavsiye ederim:)))

      Sil
  16. Sinirini anlıyorum ama bence zaman ve yaşadığın toplumun baskısını da göz önünde bulundurmak lazım. Eski dönemlerde kapalı toplumlarda aracı kullanmak bir gelenektir. Genelde de çocuklar olurmuş. Bizde de dolap çevirmek ve mendil düşürmek var mesela.

    Kitabı okumadığım için bir şey diyemiyorum. Sadece davranışın mantıklı geldiğini söylemeye çalıştım. Umarım bana da kızmazsın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Bana hiçbir şekilde mantıklı gelmiyor bu davranış, kim olursa olsun insan kullanmak yanlış her zaman...

      Sil