Senin Yüzünden

         

Kalp kırgınlığıyla anlatılan duygular

          

             ''Merhaba, hoş geldiniz. Nasılsınız? Nasıl hissediyorsunuz?''

             ''Merhaba, nasıl olduğumu bilmiyorum, bildiğim tek şey sinirli olmam. Defterimi çıkarabilir miyim?''

             ''Lütfen rahat olun, defterinizi masanın üzerine koyabilirsiniz tabii, sizi dinliyorum.''

               

        Bugün karmakarışık bir ruh halindeyim ve başlıyorum. Bu defter benim en iyi arkadaşım. Defterin sayfalarına deli gibi yazarken bir yandan da sayfaları yırtıp çöpe atmak istiyordum. Ne yazacağımı bilmiyordum, sadece içimdeki öfkeyi kağıtlara dökmek iyi geliyordu. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum, donmuştum sanki. Bu duygu bana çok tanıdık. Annem öldüğünde de tepki verememiştim, donmuştum. Hayır hayır tekrar tekrar aynı şeyleri sil baştan yaşamak ve kendime bu kötülüğü yapmak istemiyordum. Kendimi zor toparlamışken yine eskisi gibi ağlamak, üzülmek... Bunu istemediğime emindim. İçimdeki öfke beni ele geçiriyordu. Ağlamamak için kendimi tutuyorum da bu da kendime yaptığım bir kötülük. Doya doya ağlasam ama kimseler sormasa, ''neyin var'' demese. Gelecek olan sorulardan da bunalıyorum, çekiniyorum. İstemiyorum kimseyle konuşmak, bir şeyler anlatmak. Rahat bıraksınlar beni. Ben bi kendi dünyama çekileyim, kendimle baş başa kalayım. Belki o zaman benim için her şey daha kolay olacak. Bir ara bir kitapta okumuştum; ''insanların seni anlamasını bekleme, anlat.'' diye bir cümle. İnsanların seni anlaması için beynini okuması gerekiyor, bu da imkansız. Bu yönden düşünürsem o cümle anlamlı. O zaman okuyunca hak vermiştim. Şimdi aynı şekilde düşünmüyorum. Anlatmayı denedim ama yine kimse anlamıyor. Ee şimdi ne olacak? Ne kimsenin anlamasını istiyorum, ne de anlatmak istiyorum. Sadece artık kırılacak parçam kalmadı. Her seferinde böyle söyleyip kendimi kandırıyorum sanırım. Demek ki bu kadar çabuk kırıldığıma göre hala bir yerlerde ufak parçalar var, gözle görülmeyen parçalar. O parçalar içinde kaldıkça canın daha çok yanıyor. Ben o parçaları tuzla buz ettiğimi sanmıştım. Sanmak burada sihirli kelime sanırım, tehlikeli bir kelime.  ''Sanmak'' bir şeyi olmadığı halde olmuş gibi düşünmek, olabileceğine inanmak değil mi? Yanlış mı biliyorum? 

Siz, bana soruyorsunuz ya ''nasıl hissediyorsunuz''? diye. Artık bir şey hissetmek de istemiyorum. İyiyim, her şey yolunda demeye korkar oldum. Kötüyüm desem devamlı bir depresiflik halini sevmiyorum. Arada bir yerde kaldım ve sanırım oradan çıkış yok. Böylesi mi daha iyi? Beynimin içinde sorular birbirine girmiş durumda ama cevap vermeye korkuyorum. Bazı soruların cevapsız kalması daha iyi değil mi? Cevap verince de düzelen bir şey yok. Cevapları biliyorum ama söylemek istemiyorum. Buradan çıkınca yine o ilaçları içip hiçbir şey yokmuş gibi davranmak istemiyorum. Bugün hiç susmadan konuşsam çok şey mi istemiş olurum? 

Niye ben insanlara iyi davrandıkça beni görmezden geliyorlar? Kötü davranınca mı her şey istediği gibi gidecek. Hayır ben bunu istemiyorum, iyi kalmak, iyi davranmak istiyorum. İyiliğe güzellikle cevap vermek çok mu zor? Neden biriyle konuştuğum zaman ertesi gün ben yokmuşum gibi davranıyor? Biraz ilgi beklemek, sevgi hissetmeyi istemek suç mu? Şimdi bunları karşısına geçip söyleseniz;  ''ben bir şey yapmadım, sen öyle anladın; daha ne kadar ilgi göstereceğim, ne yapabilirim?'' cevaplarını duymayı hiç mi hiç istemiyorum. Birine ilgi duyuyorsanız sadece iki gün uğraşıp sonra geri çekilmek olmaz. Belki bir şeyleri sana anlatmak istiyorum ama çekiniyorum, konuşmak istiyorum ama sen öyle bir şey söylüyorsun ki susmak zorunda kalıyorum. Daha önce yaşadığım şeylerden dolayı güvenim kırık, öyle pat diye insanlara güvenemiyorum. Belki zamana ihtiyacım var. Sevgi öyle hemen olur mu? Uğraşacaksın, çaba sarf edeceksin, öyle hemen, ''ben bu kızla uğraşamam'' demek ve gitmek oluyor mu? Kalbinin güzelliğine bakan yok, sadece sözde her şey.  ''Kalp güzelliği önemli'' diyen herkes bunu öylesine söylüyor, kalıplaşmış bir söz ve söylemek herkesin kolayına geliyor ama gerçekten bunu anlayan kaç kişi var. Sevgiyi bu kadar basitleştirmek neden? Bu kadar değerli bir kavramı oyuncak etmek neden?

Tam birine güveneceğim, konuşuyorum, iletişim kuruyorum sonra adam balon gibi uçup gidiyor. Siz diyeceksiniz ki bana bir psikolog olarak; ''kendinde hiç hata görmüyor musun?''  Elbette hatalarım olabilir, ama şundan eminim ki; insanlara çok iyi ve nazik davranınca sizi kırabileceklerini düşünmüyorlar. Buna alınır mı? Söylediğim söz nereye gidiyor? Ben de insanım, kırılabilirim. Her seferinde ağlamak istemiyorum ve bundan dolayı temkinli davranıyorum. Bu da benim kendime göre savunma mekanizmam sanırım, güvensizlik sorunum olduğu için öyle her şeyi bir anda nasıl anlatıp söyleyebilirim. Bunları yaşayıp düşününce, ''hayatımda kimse olmasın'' diyorum. Başka bir yanım da ''hayatında dertlerini anlatabileceğin, güzel şeyleri paylaşabileceğin biri olsun'' diyor. Duygularımızı öldüren erkeklere söylüyorum, uzak dursunlar. Kimsenin kalbi oyuncak değil. Benimle bir gün konuşup, ertesi gün konuşmamak, saçma sapan düşüncelere girmek de ne oluyor? Saf sevgi diyorlar ya, saf sevgi var, var ama bunu mahveden insanlar. ''Sevgi  yok, aşk yok'' diyor herkes.(farklı düşüncelere giren erkeklere lafım) Bu cümleler herkesin bahanesi olmuş. Çünkü tanışır tanışmaz başka şeyler düşünüyorlar. Sonra da kimsenin bir şeye inancı kalmıyor. Kalmaz tabii.

Ben bu kadar neşeliyken, kalbim bu kadar iyiyken, sen beni bu kadar kırıyorsan bu benim değil, senin suçun. Benim tek damla göz yaşımın sebebi sensin. Ben bundan sonra kimseye güvenemem, içimi açamam. Bu insanlar yüzünden travma oluştu artık bende. Hayatıma çaba harcamayan, benim için uğraşmayan birini almak istemiyorum.En iyisi her zamanki gibi tek başına olmak. Kalbin acımasındansa tek başına olmak her zaman daha iyidir. Hayal dünyasında gezmeye son. Yine herkesten uzak kalmaya devam edeceğim. Ben bu kadar değerliyken beni değersizleştirmene izin vermek istemiyorum. Kendimi soyutlamam yanlış olabilir ama şu anki düşüncelerimle bana doğru geliyor. İyi olmak istiyorum. Kimsenin beni üzmesine izin vermeyi istemiyorum. İçimdeki öfkem hafifledi biraz.  Buraya gelip sizinle konuşunca daha iyi oluyorum. Bir gün  bir sürpriz  e-mail almak isterdim. Beni iyi hissettiren bir e- mail. Buna ihtiyacım var gibi hissediyorum. Şimdi nereden çıktı derseniz, okuduğum bir kitaptan etkilendim ve şimdi aklıma geldi, sizinle paylaşmak istedim. Dinlediğiniz için teşekkür ederim. 

         ''Bütün bunları itiraf etmekle çok güzel bir şey yaptınız. En başta kendinize itiraf etmeniz çok önemli ve ağlamaktan hiçbir zaman çekinmeyin. Öfkenizi dışarı atmanız, içinizde tutmamanız çok daha iyi.  Defterinize yazmaya devam edin, bir dahaki hafta sizi mutlu eden şeyleri konuşalım. Dikkat edin kendinize.''

          ''Bir dahaki haftayı iple çekiyor olacağım, çok teşekkür ederim.''



               🎈Aslında bu hikayeyi yayınlamak konusunda çok kararsızdım ama blogta olmasını istedim😊


Etiketler:

Yorum Gönder

20 Yorumlar
  1. Sanırım kendinden yola çıkarak yazdın. İnsanların bizi anlamasını beklememeliyiz. Susunca konuşmuyorsun derler, konuşunca anlamaz, akıl vermeye çalışırlar ancak. İnsanlarla iletişim kurmaktan sıkıldım, onlarla aynı düşünmüyorum diye anormalmişim gibi davranıyorlar.
    Çok güzel ifade etmişsin sen de. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Anlamalarını beklemeyip anlattığın zaman da olmuyor artık, anlam veremiyorum. Ben de çoğu kişiyle aynı düşünmüyorum ve gerçekten dediğin gibi oluyor. Biz anormalmişiz gibi bakıyorlar. Farklı düşünmek anormallikse evet anormalim:)))
      Yazımı beğenmene çok sevindim :))))

      Sil
  2. Gerçek mi, hikaye mi tam anlayamadım ama bir çırpıda okuyuverdim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Yaşanan duygular açısından gerçek:)))

      Sil
  3. Yine okurlarınıza samimiyetle yüreğinizi açtığınız çok güzel bir hikaye olmuş, elinize sağlık, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Çok mutlu oldum yorumunuza, beğenmenize çok sevindim:))) Samimiyetimi hissetmeniz ayrıca mutlu etti:))) Tatlı sevgiler:))))

      Sil
  4. Söylemekle değil de yazmakla rahatlarım ben, kimse duymasa görmese de aktarım yapmışımdır ve içim bir hafifler. Sanırım sizinde rahatlama arayışına vesile olmuş bu yazı. Güzel olmuş; anlatmaktan da ağlamaktan da çekinmeyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Yazmak her zaman en güzeli, ben de yazıyorum daha çok:) Bu yazıyı sinir ve üzüntüyle yazdım aslında, ağladım da sonrasında. Ağlamaktan hiçbir zaman çekinmem, çok da ağlarım ama artık insanlara bir şey anlatmak istemiyorum. En güzeli yazarak içini dökmek:))))

      Sil
  5. İnsan önce kendine değer vermeli. Ben yaşıyorum bu hayatta ben varım ben değerliyim diyebilmeli. Bencil olmak her zaman kötü bir şey değildir. Her duygunun fazlası zarar olduğu için bencilliği farklı algılarız. İnsan önce başkalarının çöp kutusu olmayı bırakmalı bence. Önce benlik duygusunu geliştirmeli. Hayat bize bazen küçük süprizler yapar. Ben annemi kaybetmedim ama Şubat ayında ailemden birini kaybettim. Bununla nasıl başa çıkacağımı hayat bana öğretmedi maalesef zaman ilerledikçe alışamadımda bazı duyguların yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü saf benzersiz acılar içeride biriktikçe hayatı daha da zorlaştırırlar. O yüzden duyguları net olarak yaşama taraftarıyım bastırmdan o an nasıl hissediyorsam öyle. Hayatı ancak bu şekilde kolaylaştirabiliyorum kendime. Yazında kendimi gördüm. Benzer bir defterim var mutluluklarımdan çok mutsuzluklarımı göz yaşlarımı içine akıttığım bir defter. Bu yüzden bu yazın çok hoşuma gitti. Sana güzel bir yorum yaomak isterdim ama yorum yaptığım kutu ve yazı rengim siyah. yazıklarımı göremediğim için yanlış , dağınık bir yorum yapmış olabilirim. Eğer bunu düzeltebilirsen bloguna uğradığımda daha rahat yorumlar yapabilirim. Hoşça kal ve kendine iyi bak. Bu arada sen nasılsın ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) İçten yorumunuz için ayrıca teşekkür ederim:))) Kesinlikle insan önce kendine değer vermeli, bencil olmaktan yanayım, daha önceki sohbet yazılarımda dile getirmiştim:) Hayat hep sürprizlerle dolu, acı-tatlı-ekşi (bu arada bu isimde bir film var ve çok severim)
      Başınız sağ olsun. Ölümü kabullenmek çok zor, ben hala kabul ettiğimi söyleyemem tam anlamıyla. Hayatı yaşayarak öğreniyoruz, hepimizin farklı sınavları var, yaşadığımız şeyler aynı olsa da kimi zaman, verdiğimiz tepkiler çok farklıdır, bu da çok doğal. Acını bastırmadan yaşarsan çok daha iyi oluyorsun, eğer içinde tutarsan sonrası felaket oluyor ne yazık ki.
      Yazımı beğenmenize çok mutlu oldum öncelikle:))) Bu arada hatırımı sormuşsunuz, teşekkür ederim:))) Bu aralar biraz karışık ve yoğun ama iyiyim:)))) Gülmeyi seviyorum ve ne kadar ağlarsam ağlayım, bir o kadar da gülüyorum:))) Bütün iyi kalpli insanların gülmesi dileğiyle:)))

      Sil
  6. Şimdi farkettim blogunun gece ve gündüz ayarı varmış. Az önce kendime küçük bir eziyet çektirmişim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az önce yazdığım yorumu sildim:) Ben de bilmiyormuşum biraz önce öğrendim, sadece ben değiştirebiliyorum diye biliyordum, bloğu ziyaret eden kişi değiştirebiliyormuş, bu da benim cahilliğim, özür dilerim.
      :)

      Sil
    2. Rica ederim. Öğrenmiş olduk teman çok güzelmiş ve gece gündüz ayarı olması da kendine özgü olmuş :)

      Sil
  7. Kendime sürekli sorduğum sorulardan bir tanesini aynı şekilde sende yazmışsın :)
    Niye ben insanlara iyi davrandıkça beni görmezden geliyorlar? bu soruyu genelde hep sorarım hafta 2-3 defa... Hala soruyorum, özellikle birisine iyilik yapıp sonrasında o kişi daha sonradan umursamaz olduğu zaman...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Bu soruyu birçok kişi soruyor kendisine sanırım:) Son yazdığınız cümle o kadar doğru ki, iyilik yapıyorsun ve sonrasında o kişi sen yokmuşsun gibi davranıyor. Ben burada ikili ilişkiler yönünden ele aldım daha çok, üzüldüğüm bir şey olduğu için son zamanlarda:) Yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum:)

      Sil
  8. Değer bilen insanlarla karşılaşman dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Güzel dileklerin için ayrıca teşekkür ederim, umarım iyi kalpli insanlarla karşılaşırız:)))

      Sil