Ya Başka Bir Hayat Mümkünse

                       

                             ''Yaşayan ölülerdi hepsi de...''

           Kitap bu cümleyle başlıyor ve bu cümle çok tanıdık geliyor değil mi? Şu an hepimiz için kullanılabilecek bir cümle, günlük hayatın koşturmasından kendimize vakit ayıramadığımız gerçeğini nasıl da yüzümüze vuruyor yazar bu cümleyle.

           Kitabın konusu; kendini arayan bir genç kızın hikayesini anlatıyor. Mira hayatı ve kendini sorguluyor. Bu sırada bir yazarla tanışıyor ve tüm yaşamı farklı bir şekilde değişiyor.

                

                        😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :

         😊''Farkında olmamak en kötüsüydü yani nefes almanın, rutin görev şeklindeki sevişmelerin, görevden göreve koşmaların dışında da bir şeylerin olduğunu hatırlamak isteyen yok gibiydi.''

          😊''Renksiz, tekdüze geçen günlerin ve alabildiğine sorunlu, dramlı ve egolu insanların kol gezdiği anlamsız günlerin içinde kendini kaybetmemek için bildiği tüm duaları okuyor, bildiği tüm yöntemleri uyguluyordu.''

           😊''İşte bu nedenle öncelikle kendisine, sonra da bilgiye aç bu tatlı kıza bir şans vermesi gerektiğini düşündü, hem ne kaybederdi ki. Yıllardır biriktirdiklerini, yazdıklarını paylaşabilecekti. Derinlerde bir yerde en çok istediği şey de bu değil miydi? Paylaşmak...''

            😊''Sizler, bizler aslında kaybetmekten en çok korktuğumuz şeylere karşı bağımlıyız, onlar bizim zayıf noktalarımız ya da hassasiyetlerimiz. Yani en sevdiklerimiz, sağlığımız, paramız, kariyerimiz, güzelliğimiz. Hepsi bizde korku, endişe, stres yaratıyor çünkü ayrılmak istemiyoruz.''

             😊''Belki de sadece değişiyoruzdur ve buna depresyon, sıkıntı falan diyoruzdur olamaz mı? Gerçek anlamda depresyon tanısı konulan kişilerden bahsetmiyorum.''

              😊''Kendini yine yalnız hissetmeye başlamıştı. Aslında değildi çünkü elinde onun yazdıkları vardı onu anlayan biri ama böyle bir insanı tanımışken onu çabucak kaybetme duygusu onu sarsıyordu ama olsun sonuçta Pirigori vardı hayal değildi ki...''

               😊''Haksunag Gezgeni böyleydi işte, ölü taklidi yapan çoktu ve canlanmaya da hiç niyetleri yoktu. Duyarlar ama işitmezlerdi, bakarlar ama görmezlerdi, mühür vardı kalplerinde ulaşmazdınız.''

                 😊''Oysa kimseyle ilgili kötü düşünmemek, geçmişi bırakmak, etraftaki her şeyin tadına varmak insana nasıl da bedava bir huzur duygusu verebiliyordu. Kendisi olmak bir insanın kendine verebileceği en büyük hediyeydi.''

                  😊''Ya bazen kendini bulabilmek için hiçbir şey yapmaman gerekiyorsa. Öylece durmak ve rüzgara bırakmaksa yüzünü, gözlerini ve gülümsemekse tek yapman gereken.''

                    😊''Huzursuzluk en zorudur, içerden bir yerden gelir ve bil ki tıkamışsındır kendini bir şeye. O nedenle tıkanıklığını çözmek zorundasın daha da artmasın diye.''

                     😊''Hiçbir sebebe bağlı olmadan mutlu olduğun gün olmuşsun demektir.''

                     😊''Hayatı her haliyle alıp kabul etmek ne de güzel olurdu değil mi? Ama neredeyse hiçbirimiz bunu yapmıyoruz, yapamıyoruz.''

                    

                  Kitabın dili akıcı ve anlaşılır.  91 sayfa, karton kapaklı, Platanus Publıshıng Yayınevi'ne ait baskısı. Kitabı çok severek okudum. Hatta kargodan gelir gelmez hemen açtım ve 1 saat içinde bitirdim. Kişisel gelişim notlarını içeren bir kitap. Bu notlar çok güzel bir şekilde hikayeleştirilmiş ve gülümseyerek okuyorsunuz. Okurken kendinizi sorguluyorsunuz. Baktığınız zaman bildiğiniz şeyler gibi düşünebilirsiniz ama hangimiz ne kadar yapıyoruz, uyguluyoruz; orası tartışılır.

                    Karakteri çok sevdim. Mira çok tatlı bir karakter olmuş bence😊 Ayrıca kitabı okurken kendimi Mira'ya benzettim. Mira yazarın yazdıklarını battaniye altında okurken ben de kitabı aynı o şekilde battaniye altında okuyup bitirdim😊 Mira'nın farklı olmasını ve sorgulamasını çok sevdim. Olanı kabullenmeyip bir farklılık araması çok hoşuma gitti. Kendi içine yaptığı yolculuk çok güzeldi.

                    Kitapta anlatılmak istenen genel olarak şu; pes etmeden, hayatı eğlenceli, güzel yaşamak, mutluluğu önce kendinde aramak ve akışına bırakıp biraz rahat olabilmek. Mira bunu yapmaya çalışıyor. Okuduğu her bir notta düşünüyor ve bir şeylerin farkına varıyor. Yolculuk içinde yolculuk yapmaya başlıyor. Bu sırada hayatına yeni giren aşk da notların yanında ayrıca heyecanlandırıyor Mira'yı😊

                    Kitap, sevgili blog arkadaşım Düş Tasarımcısı 'nın kitabı. Kendisi aynı zamanda Anne Bebek dergisi yazarı. Kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitabı daha önce başka siteden aldım ama bir türlü tedarik edilemedi. Geçen gün Sevil Hanım'la konuştuğumda Kitap Müptelası sitesinden sipariş verdim ve 3 gün içinde geldi.  Sitenin adının üstüne tıklayarak sipariş verebilirsiniz, linki ekledim. Hatta kendisiyle konuşurken kitap gelince haber vereceğim yazdım ama hemen okuyup bitirince yorumum sürpriz olsun siye söylemek istemedim😊  Ayrıca Düş Tasarımcısı bloğundaki yazıları okumak için ismin üstüne tıklayabilirsiniz. Bloğuna mutlaka uğrayıp yazılarını okuyun derim😊

                    Siz kendi içinize yolculuk yapar mısınız? Kendinizi sorgular mısınız? Bir şeylerin farkına varıp kendime gelmeliyim artık dediğiniz oldu mu? 

                  ''Kendin dışında herkese bakıyorsun ama kendine bakmıyorsun.''

                  4 sene öncesinde ben de Mira gibi bir farkındalık yaşadım ve çok fazla sorguladım bazı şeyleri, kendimi. Sorgulamalar bitti mi? ya da kendini buldun mu? derseniz. Bu sorunun cevabı çok zor. Çünkü yaşadığımız zaman boyunca hep bir şeyler öğreniyoruz, sorguluyoruz ve her geçen gün kendimizi daha çok buluyoruz. Belki böyle anlam buluyor yaşamımız. Bana göre bu sorunun cevabı yok, yaşadığımız her gün sorgulama, yaşamın anlamını bulmayı içeriyor. Tabii ki bunu eğlenceli hale getirmek bizim elimizde, akışına bırakmak ve zaman içinde cevapların bize gelmesi. İşte o zaman her şey çok daha güzel olur düşüncesindeyim😊

                    Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊