8 Dakika

     

    

''Zifiri karanlık ve dondurucu soğuk bir aradayken kendimi bulmakta zorlanıyordum.''

         Bu cümleyle başlamak istedim güzel kitabın tanıtımına. Cümleler merak içinde bırakıyor değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz?

        Kitabın konusu;  İngiltere'de başarılı bir gazeteci olan Mel'in (Melisa) doğum gününde Profesör Becker'in ona verdiği hediyeyle hayatı değişiyor ve araştırma yapmak için İzlanda'ya gidiyor. Sonrasında İzlanda'da olan olaylar ve yaşananlar, duygular... Rehber Matthew'la tanışması ve araştırdığı konunun Matthew'ın amcası olan Tom Johanesson'la bağlantısı olması Mel'in araştırmalarında tanık olduğu detaylar.

               😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar:

        😊''Eşyalarımı etrafa savurarak hemen anneme ve babama koştum. Bütün ayrıntılar kesinlikle tek tek düşünülmüştü.''

         😊''Uçağa ilk adımımı attıktan sonra geri dönüşü olmayan bir maceraya atıldığıma ve bunu gerçekleştirmek için her şeyi yapacağıma söz verdim.''

          😊''Aslında dediğim gibi izlediğim belgesellerden dolayı. Ayrıca İzlanda'yı merak ettim. Araştırmacı gazeteci olduğumdan dolayı çok yoğun çalıyoruz. Biraz kendime zaman ayırmak isterim.''

          😊''Reykjavik'in kalbi bu caddelerde atmaktaydı. İnsanlar sevdikleriyle beraber sokaklarda gezmekte ve günün son saatlerini keyifle geçirmekteydiler. Baejarins Beztu Plysur, uzaktan görülmeye başlanmıştı.''

            😊''Korunaklı şehir efsanesini siz nereden biliyorsunuz?'' diyerek sorgulayan bakışlarını sürdürmeye devam etti.

             😊''Telefon görüşmemiz tamı tamına bir buçuk saat sürmüştü. Saat gece yarısını geçmiş ve tek uyanık ben kalmıştım. Yine telefonumu aynı saate ayarlayıp o sıcak yorganımın altına girerek huzurlu bir uykuya daldım.''

            😊''Blue Lagoon'a turumuz olduğu zaman detaylı bir araştırma yapmayı planlıyordum. Çünkü Tom Johannesson'un  daha fazla dikkatini çekmemeliydim.''

            😊''Söylenildiğine göre Tom Johannesson burada tanınan isimlerdi. Öyle de olunca kesinlikle yerel gazetede de bir yeri olmalıydı. Arşivlerde The Reykjavik Post yerel gazetesinin 1986 yılına ait bir kupürünü buldum.''

             😊''.... üç dakika yerde depremin bitmesini bekledik. Ayağa kalktıktan sonra otele doğru koşmaya başladık. Neyse ki hiç kimseye bir şey olmamıştı.''

            😊''Açıkçası dünyada o kadar çok ilginç yerler var ki. Fakat insanoğlu bu güzellikleri görmekte kör...''

            😊''8 Dakika bir son değil, başlangıçtır. Evrenin bir mesajı olan bu değişimler, sadece bir süreçtir. Ve bu süreçte yaşamaya hak kazananlar yeni bir dünyanın oluşmasında rol oynayacaklardır. Tabii ki şanslı olanlar...''

            😊''Peter F. Drucker'in sevdiğim bir sözü vardır; ''On dokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı korumasıydı. Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur: Doğayı insana karşı korumak.''

             Kitabın dili akıcı ve anlaşılır. 97 sayfa, karton kapaklı ve Platanus Publıshıng'e ait basımı. Kitabı 1 saatte bitirdim. Keyifle ve merakla okudum. Bir sonraki sayfada olaylar nereye doğru gidecek diye düşündüm. Kitabı okurken film izliyor hissine kapıldım. Kurgusu çok güzel kesinlikle. Yabancı bir film izliyor gibi tatlı bir iz bıraktı bende, kendimce oyuncu da belirledim kafamda😊 Kitabın devamının geleceği sonundan belli ve ben ikinci kitabı heyecanla, merakla bekliyorum. Yazarın ilk kitabı. Ayrıca yazar buradan da tanıdığınız sevgili İrem Can. Keyifle okuduğumuz Blogger Gazetesi projesinin mimarı ve Konumuz Kitap bloğunun sahibi😊

           Kitaba getireceğim tek eleştiri; çok fazla basım hatası var. Onun dışında bazı kelimeler yanlış geldi bana kullanım olarak (Örneğin ''Sanırsam'') Kitapta bazı şeyler eksik gibi geldi, ilk kitap olduğundan doğal geldi bana. Gizem dolu bir kitap. Gizem biraz daha artırılabilirdi ,daha fazla heyecan verilebilirdi diye düşünüyorum. Bunların dışında yapacağım hiçbir eleştiri yok. Kitabın içinde herkesin görmek istediği ve hayal ettiği yer olan Kuzey Işıkları'ndan söz edilmesi çok ama çok güzeldi. İzlanda hakkında bilgilere de yer verilmesi ve üstünde durulması ayrıca hoşuma gitti.

           Kitap merakımı öyle artırdı ki; bitirdikten hemen sonra İzlanda'yı araştırdım. Birkaç tane video seyrettim ve bilgiler okudum. İzlanda'yı gerçekten çok sevdim, umarım bir gün gidebilirim. Ülkeye bayıldım ve görmek istiyorum (Gerçi soğuk havaları sevmem ve çok üşürüm ama aşırı merak ettim) Kitap sayesinde yeni bilgiler öğrendim. Kitabın bu öğretici yanı da çok güzel bence. Macera yaşamak isteğini uyandırıyor insanda. 

           İzlanda Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Grönland’ın güneyinde kalan bu volkanik ada ülkesi. Dünyanın en güvenilir ülkeleri sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. M.S. 861 yılında adayı keşfeden Norveçli Vikingler.  Ayrıca İzlanda halkı en saf İskandinav halkıdır, çünkü adada yaşam şartlarından dolayı göçmen halk fazla sayıda bulunmamaktadır. Kitapta sık sık söz edilen Blue Lagoon yani mavi göl, Rejkjavik’den sadece 40 km. uzaklıkta, adını sularının mavi değil, masmaviliğinden alan muhteşem bir jeotermal göldür. Sulara bu rengi veren ise “silika" adlı jeotermal yapıdan almaktadır. Bizdeki kaplıcanın anlam olarak karşılığıdır, ancak Türkiye’de çoğu kaplıca suyu kapalı ortamdadır. İzlanda’a ise, soğuk ve karlı açık havada Svartsengi jeotermal tesisinden gelen 39 derece sıcaklığındaki suyla beslenen lagüne girmek muhteşem bir duygudur. Ayrıca açık havada girildiği için Blue Lagoon’daki yoğun kükürt kokusu da rahatsızlık vermeyecektir. Etrafındaki tesislerde yemek yiyebileceğiniz gibi lagünün dibindeki şifalı beyaz çamurdan yapılmış cilt ürünlerinden ve şişelenmiş lagün suyundan da satın alabilirsiniz.  (Bilgiler ucakbileti.com sayfasından alınmıştır.)

        Hem cennet hem cehennem, bu dünyadan olmayan ülke İzlanda😊 Lakabı Ateş ve Buz'un Efendisi😊

          İrem Can'ı tüm içtenliğimle tebrik ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum. Bence çok güzel bir şey yapmışsın, cesaret etmişsin. Bol okurlu olsun inşallah kitabın. Kalemini çok sevdim ve sonraki kitabın çok daha iyi olacağına da eminim. Senin ve senin gibi olan yazarların desteklenmesi gerekiyor kesinlikle. İyi bir yazar olacağına eminim. 

          ''Yok olmak sadece bir başlangıçtı!''

         Sizce yok olmak bir başlangıç mı? Ve hayatınızın son dakikalarında olsanız ne yapardınız?

         Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊