Jane Austen'la Çay Saati

        

     

        Keyif dolu bir kitapla geldim. Okurken çok keyif aldım. Şule Uzundere Blog'tan kazandığım kitaplardan biri. Gelir gelmez vakit kaybetmeden okudum.

      ''Yeni Çay'dan içmeye başlayınca bana haber ver.'' diyordu mektuplardan birinde Jane Austen. Çayı ne kadar çok sevdiğini bütün kitaplarında dile getirmiş😊☕

        Kitabın konusu; Jane Austen'ın günlük hayatı, kız kardeşine yazdığı mektuplar ve çayı ne kadar çok sevdiği, eserlerini anlatıyor. O dönemdeki yemek ve içki tarifleri de var kitapta. 1800'lü yıllarda insanların yaşadıkları, çay hakkındaki bilgiler anlatılıyor kitapta. 

             

                   😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar:

          😊''Çay o zamanlar (son derece pahalı ve hizmetçiler tarafından yürütülmeye müsait olduğundan) yemek odasındaki bir dolapta kilitli tutulurdu ve dolabın anahtarı sadece Jane'de bulunurdu.''

            😊''İngiliz aileler için  kahvaltı temel olarak, çay ve ekmek çeşitlerinden oluşsa da yemek bazen lüks bir iş olabilirdi. Aşk ve Gurur kitabındaki Bay Darcy'lerinki daha büyük evlerde, çay suyunu basit bir bakır çaydanlıkta kaynatmak söz konusu bile olmazdı.'' 

              😊''Köylerdeki ve küçük kasabalardaki dükkanlarda çok çeşitli ürünler olurdu. Jane genellikle, kız kardeşi ve yeğeni Fanny'yle Chawton kasabasındaki evlerine yakın olan Alton'a yürürdü.''

                😊''Jane'in kendi maddi durumu ve böyle bir faytonun içinde kendini resmedişi arasındaki çelişki onu bir hayli eğlendirse de hissettiği refah duygusu da hoşuna gidiyordu: Üstü açık bir at arabasında yolculuk etmek çok hoştu. Yalnızlığın verdiği o zarafet hoşuma gitti ve nerede olduğumu düşününce sürekli bir gülme hissi geldi. Londra'yı böyle bir faytonun içinde turlamak benim de ufak bir hakkımmış gibi hissetmekten alıkoyamadım kendimi.''

                 😊''Aile ortamında içilen akşam çayları genelde samimi bir ortamda geçerdi. Austen'lar gibi aileler, muhtemelen bakır bir çaydanlıkta, misafir odasındaki ocağın üzerinde çay demler, çayı servis etmek için en güzel ikinci demliklerini ve fincanlarını kullanırlar, çayın yanında da bir parça kızarmış ekmek ve tereyağı yerlerdi.''

                  😊''Bir Britanyalı kadının özgürlüğünü, onurunu ve yaşamını elinden alın; ama onu çaysız bırakmayın.''

                   😊''Erkekler (ve bazı kadınlar) akşamdan kalmalıklarını geçirmek için sabah kahvaltılarında içtikleri çayların içine bile bir parça alkol koyarlardı.

                    😊''Güzel havalarda insanlar akşam çaylarını çay evlerinde içebilir, burada özel konserler ya da farklı eğlenceler tertip edebilir, bir taraftan da çay, dondurma ve diğer serinletici içeceklerden yiyip içebilirlerdi.

                    😊''Jane Austen'ın döneminde gün bitimi özel bir zamandı. O gün yapılacak her iş bittikten sonra aile bireyleri ve arkadaşlar bir araya gelir, hoşça vakit geçirirdi. Erkekler işlerini bitirip evlerine gelir; kadınlar da ev işlerini tamamlardı.''

                   😊''Jane, Austen'ların, ''Roman okumayı çok sevdiklerini bundan utanmadıklarını,'' söylerdi. Jane yazdığı mektuplarda, ailesinin o günlerde hangi romanı okuduğundan sıklıkla bahsederdi. ''Espriella'nın Mektupları'' kitabının ikinci cildini aldık, mum ışığında yüksek sesle okudum, diye yazmıştı Cassandra'ya.

        

        Kitap Martı Yayınları'nın baskısı, 150 sayfa ve karton kapaklı. Aslında 170 sayfa ama son 20 sayfa ''Kaynakça'' ve ''Dizin'' ve ''Teşekkür'' bölümüne ayrılmış. Kitap kapağı çok hoş ve güzel, çok sevdim, hatta bayıldım. Tam bir keyif kitabı. 1 saatte bitirebileceğiniz tatlı bir kitap. Aslında küçük bir tarif kitabı da diyebiliriz. Çayınızı yanınıza alın ve yavaş yavaş keyiflice okumaya başlayın. Kitabı elime aldığımda şaşırdım aslında. Böyle bir kitap beklemiyordum. Roman tarzında bir kitap diye düşünmüştüm. Kitabın sayfaları arasında inceleme yaparken yanıldığımı anladım. Bu yanılgı beni hayal kırıklığına uğrattı gibi algılasam da ilk başta, sonrasında bu kadar seveceğimi tahmin edemedim. 

          Kitabın içinde Jane Austen ve  eserleriyle ilgili bilgiler yer alıyor. Tarifler çok hoşuma gitti. Dondurma, kek, marmelat tarifleri çok hoş bence. Jane Austen sevmiyorsanız eserleri hakkında bilgi sahibi değilseniz, bu kitap sizi sıkabilir, sevmeyebilirsiniz. Eserlerindeki ayrıntılardan devamlı söz edildiği için  bu konuda yabancılık çekebilirsiniz. Kitabın içinde resimler de var, bu da kitaba biraz olsun hareketlilik katmış bence. Yazarın okuduğum ilk kitabı. 

           Ben kitabı okurken 1800'lü yıllara öyle bir dalıp gittim ki, çok güzeldi😊 Hatta kendimi Jane Austen'la porselen fincanlarda çay içip, sohbet ederken düşünüp gülümsedim. ''Bu kadar hayal kurma'' dediğinizi duyar gibiyim😊 Kitabı okumaya başlayınca hayal kurmak kaçınılmaz oluyor. Bir de devamlı çay içmek istiyorsunuz sayfalar arasında ilerlerken.  Bir de şöyle tatlı bir öneri vereyim; kitabı yemek yemeden okumayın, acıktığımı fazlasıyla hissettim😊 Çayın önemi kitapta vurgulanmış fazlasıyla. İngilizlerin ve Jane Austen çayı ne kadar sevdiği, önem verdiğini daha iyi anlıyorsunuz. 

           Çayın nelere iyi geldiği, İngiltere'ye nasıl geldiğini ve daha birçok bilgiyi kitapta fazlasıyla buluyorsunuz. 1775- 1817 yılları arasını anlatıyor. Jane ile ilgili ipuçlarından yola çıkılarak yazılan bu eğlenceli kitabı ben çok sevdim. Tarifleri henüz denemedim açıkçası😊 Kitapta en çok söz edilen eserleri; Mansfield Park, Emma, Akıl ve Tutku, Aşk ve Gurur. Bu kitaba başlamadan Jane Austen hayat hikayesini okumak çok daha iyi olabilir ama ben öyle yapmadım tabii😊 

          Kitabı okurken biriyle sohbet edip içtiğiniz çayın tadını çıkarmak istiyorsunuz. Jane Austen'ı tanımayı çok isterdim gerçekten. O dönemde İngiltere'de yaşamayı isterdim. Porselen takımlarla çay içmenin hiç bu kadar keyifli olabileceğini düşünmemiştim. Çayın nasıl demleneceğini de öyle güzel anlatmış ki, okurken ''sanırım ben çay demlemeyi bilmiyorum'' dedim kendi kendime. Gün sonlarında, akşamları, özel toplantılarda, balolarda içilen çaylar... 

          Siz de benim gibi çay içmeyi sevenlerdenseniz kitap çok hoşunuza gidecek. Ben kahveyi çok sevmem, aynı zamanda börek, çörek tarzı yiyecekleri de sevdiğim için kitabı daha bi farklı sevdim sanırım😊 Kitabı bitirdiğim zaman üzüldüğüm tek şey, Jane Austen'ı hiçbir zaman tanıyamayacağım olmasıydı ve bir hayalden uyandım böylece. Kitabı okumak o dönem İngiltere'de yaşamak ve Jane Austen'ın o tatlı fikirleriyle yaşamak demekti. 

         ''Kahve istemem, teşekkürler, ben asla kahve içmem. Mümkünse çay alayım.''

          Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊