Bir Narsisin Gölgesinde On İki Ay

         

Bir Narsisin Gölgesinde On iki Ay


               ''Narsis birine aşık olmanın kendi kalabilme şansı var mıdır?''


        Kitap kapağının üstündeki bu soru düşündürüyor değil mi? Sizin cevabınız ne bu konuda? Çok zor bir durum ve benim cevabım hayır oluyor bu soruya. Böyle bir kişiden bir an önce kurtulmak gerektiğini düşünürüm her zaman. Benim için doğrusu bu.


         Kitabın konusu; çok iyi ve üstün özellikleri olduğunu düşünen Levent ve ona aşık Dilara'nın hikayesi. Levent sadece kendisini önemsiyor ve başka hiçbir şey umurunda değil. Dilara'ya kötü davranıyor ve devamlı aşağılıyor. Dilara bu durumu önce görmezden gelse de sonunda yakın arkadaşının gelmesiyle durumu fark ediyor ve sonrasında olaylar başlıyor. 1sene içinde Dilara'nın yaşadıklarına tanık olacaksınız.



           😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar:


         😊''Dilara onun buz kesmiş duygularına ulaşamamanın hayal kırıklığıyla bocalıyordu. Bu duygu yüklü içten serzenişi, hiçbir karşılık bulamamıştı. Oysaki samimiyetin işe yarayacağından öylesine emindi ki...''


          😊''Tüm bu sözlerden sonra anlamaması fazla iyimserlik hatta aptallık olacaktı. Bu derece bir bencillik, kendini beğenme olsa olsa o tür kişilerde olurdu. Bu adam bir narsis miydi acaba?''


           😊''Daha önce de aralarında sert tartışmalar çıkmış, hep burnunun dikine gidip inatlaşmış ya da küsüp, çekip gitmişti Levent, ama sayısı az da olsa geri adım attığı, Dilara'nın gönlünü almaya çalıştığı da olmuştu. Dilara ilk defa bugün, onun kendisine fiziksel bir şiddet uygulayabileceği hissine kapılıp çok korkmuştu.''


            😊''Kapıldığı kararsızlığın yerinde yeller esiyordu. ölçüp biçmeye fırsat bulamadan karşısındaki centilmen, tutkulu adamın isteklerine boyun eğdi. Çelişkisi kalmamış, rahatlamıştı. Adam tüm becerisini sergileyip kendisinin ideal bir arkadaş hatta ,ideal bir sevgili olabileceğine onu inandırmıştı.''


            😊''Gitmeli mi, kalmalı mı? Bir karar vermenin zamanı çoktan gelip geçmişti bile. Atacağı adımın doğru olup olmadığını zaman gösterecekti. Ama en azından bilinmezliğin yarattığı kaygılar, acılar bir son bulmuş olacaktı.''


              😊''Ne zaman umutları tükenip çaresizlik içinde kıvransa, yaşamın anlamını sorgulamaya başlardı. O yoğun acı duygu yine baş göstermişti. ''Ölmek istiyorum...'' diye inledi. Yaşama tutunacak bir anlam ve amaçtan çoktan uzaklaşmıştı.''


                😊''Kendini önemsemezliği öylesine gerçekçiydi ki herkesi kolayca ikna ederdi. Kendine değer vermeyene kim değer verirdi ki? Sıradan birinden sıra dışı bir eser çıkacağına kim inanırdı?''


                 😊''Çoğu insan hala taş çağında edindiği duyguların yani yıkıcılık, nefret, kıskançlık, öç alma gibi duyguların tesiri altındadır, ancak bastırmak zorundadır. Bastırdığı bu duyguları da kimi zaman paraya, ulusa, lidere, devlete kimi zaman da güçlü bir erkek ya da kadın figürüne taparak tatmin eder. Doğaya karşı verdiği savaşı kazanır ama edindiği duygulara karşı verdiği savaşı büyük ölçüde kaybeder.''


                 😊''Yaşamanın daha en başlarında korkutulmuş, yaralanmış olabilirsin. Küçükken aciz, korkak, köşeye kıstırılmış hissettiysek, kendimizi böyle görmeyi sürdürürüz. Özellikle kötü tecrübelerle edinilen inançlar, korkularla örülen kalıplara dönüşür. Bu kalıplar genelde tüm yaşamımızı etkiler.''


                   😊''Çocuk gibidir erkekler, azıcık suyuna akmalı diyordum kendime. Ehlileşmeyecek  erkek yoktur. Yeter ki nasıl davranmam gerektiğini bileyim. Sonra gelsin mutlu, uyumlu bir evlilik. Bu sefer bu erkeği elimden kaçırmamaya kararlıydım. Yapmam gereken diğer ilişkilerimde yaptığım hataları tekrarlamamaktı. Öyle ya! Terk edilen taraf, her defasında ben olduğuma göre demek ki bende bir hata olmalı.''


               

           Kitap 167 sayfa, karton kapaklı ve Destek Yayınları'na ait baskısı. Dili oldukça akıcı ve anlaşılır.  Kitabı severek okudum. Olacakları merak ettim. Dilara'nın yaşadıklarını o kadar fazla yaşayan ve bunu dile getirmekten kaçınan insan var ki. O yüzden okurken de üzüldüm. Baş etmesi kolay bir durum değil. Bu durumu kabullenmek ve çözüm yolu aramak ise biraz cesaret istiyor. Çünkü karşındaki insanda bunu görmek istemiyorsun, yakıştıramıyorsun. Hele ki sevdiğin  ve hayatını paylaştığın bir insansa bu içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Aynı zamanda korkuyorsun da, karşı taraf seni öyle bir sindiriyor ki; çok üzülerek söylüyorum, fiziksel şiddete kadar gidiyor işin boyutu.


              Kitabı okurken kendini Dilara gibi hisseden, aynı duyguları ve çıkmazları yaşayan bir sürü kişi olduğunu düşünüyorum. Hayatta karşımıza çıkabilecek bir durum fazlasıyla. Bu duruma sebebiyet verenler de ebeveynler. Her zaman söylediğim birkaç cümleden biri; çocuklarını düzgün yetiştirmeyenlerin ileride karşılaşacağı sorunlardan sadece biri. Her şey aileden başlıyor. Kız veya erkek çocuk fark etmez. Öncelikle ayakları yere sağlam basan ve anlayan, dinleyen bireyler yetiştirmeliler. Çocuk kendine değer vermeli, anne-baba sevgisini, güven duygusunu tam olarak alabilmeli. İşte o zaman bu tarz durumların önüne geçebiliriz.


            Dilara, Levent hayatına girdikten sonra özgüvenini yitiriyor. Ne yapacağını bilemiyor. Aslında Dilara'nın küçükken annesinin de ona böyle davrandığını ve değer vermediğini görüyorsunuz kitabın ilerleyen sayfalarında. Levent dışarıdan bakınca birçok kadının isteyeceği bir erkek olarak görünüyor ama hiç de öyle olmadığını bir süre sonra anlıyorsunuz.


             Kitapta hoşuma giden bir başka detay ise hikaye bittikten sonra son 7-8 sayfa Narsisizm ne olduğunu anlatmış yazar ayrıntılı olarak. Hatta Narsistik Kişilik Bozukluğu, Bir Narsise Neden Aşık Olunur?, Bir Narsisi Nasıl Tanırsınız? başlıkları altında ayrıntılı bilgi vermiş. Bilmediğimiz, eksik kaldığımız yeni bir bilgiyi de öğrenmiş oluyoruz. Yazarın daha önce Bir Şansım Olsun kitabını yorumlamıştım, üstüne tıklayarak okuyabilirsiniz😊


            Günümüzün hastalıklarından biri olan narsisizm bir hayatta nelere etki ettiğini göreceksiniz kitabı okuduğunuz zaman. Belki aynı evin içinde yaşıyorsunuz, belki en yakın arkadaşınız, belki de sevgiliniz. Farkında olmayabilirsiniz. Bu kitap size yol gösterici olacaktır diye düşünüyorum😊📚


             Ne Dilara gibi özgüvensiz bir kadın olun, ne de Levent gibi üstün meziyetlere sahip gibi görünen bir erkek. Bilinçli ve farkındalığı yüksek, empati yapabilen, saygılı, hoşgörülü insanlar olmaya çalışalım hepimiz, ben dahil😊


             Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊


   




                






       

   

   

Yorum Gönder

8 Yorumlar
  1. "Narsist kişilik bozukluğunun temelinde, erken çocukluk döneminde anne babanın yeterli eşduyum göstermemeleri; çocuğun uygun anne babalık ortamında gerçek dünyanın düş kırıklıkları ile yeterince karşılaşamaması yatmaktadır." diyen birçok bilimsel makale söz konusu.. Yani hemen her şeyde olduğu gibi AİLE kavramı burada da öne çıkıyor.. Kitap kapağında ki sorunun cevabı bende de "hayır":-) Umarım böyle insanlarla karşılaşmazsınız hiç. Güzel bir tanıtım, kaleminize sağlık:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim:)) Yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum ve altına imzamı atarım. ''Aile'' kavramı çocuğun kişiliğinin belirlenmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Umarım böyle insanlarla karşılaşmayız, hiç kimse karşılaşmasın:))

      Sil
  2. Bu aralar narsisle aşk konusu hiç olmadığı kadar dizilerde işleniyor. Neden bilinmez sanırım insanların ilgisini çekiyor. Yazar sormuş ya hani " 'Narsis birine aşık olanın kendi kalabilme şansı var mıdır? " Bence asıl soru şu da olabilir di " Birisine gerçekten tam manasıyla aşık olanın kendi kalabilme şansı var mıdır ? " Aşk istesek de istemesek de bizi değiştirecek bence. Bence aşkı bizi kendimizin dışına çıkmaya zorluyor. Belkide işin doğasında vardır. Aşk kendin olabilmek mi onun için değişmeyi göze alabilmek mi ? Ben cevabı bilemiyorum. Her zaman ki gibi çok alıntı paylaşmışsın. Fazla alıntı okumak güzel oluyor, kitabı daha iyi anlamımız konusunda bize fayda sağlıyor. Ben en çok kendini önemsemezliği öylesine gerçekçiydi ki... diye başlayan alıntıyı beğendim. Kitabın sayfa sayısı az ve konusu gerçekten ilginç. Okumaya değer diye düşünüyorum. Emeğine sağlık. Saygılarımla. Vesselam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için teşekkür ederim:) Evet son zamanlarda bir dizide özellikle ön plana çıktı ve bunu anlatıyorlar. Bence son zamanların hastalıklarından birisi ne yazık ki. Aşk çok başka bir şey, değişmek zorunda kalıyoruz, çünkü aşkın doğası bunu gerektiriyor. Aşkın ne olduğunu tam bilmiyorum ama emin olduğum bir şey var; o da sevdiğin insanı üzmezsin ve onu gerçekten önemsersin. O zaman aşk oluyor diye düşünüyorum. Bu değişim iyi yöndeyse hiçbir sorun yok ama farklı şekilde değişiyorsa o zaman sorun oluşuyor. Bir şans verebilirsin kitaba, çabuk bitiyor sıkılmıyorsun.

      Sil
  3. Kitabın ismi bile ilgi çekici ve okunasi merak ettim doğrusu yazınızın her kelimesine katılıyorum çok özenle hazirlamissiniz emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim:))) Yazımı beğenmenize çok sevindim, kitabı beğeneceğinize eminim, mutlaka okuyun:)))

      Sil
  4. Bu kişilikte insanların karşılarındakini yıprattıkları görüşündeyim ben de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim:))) Kesinlikle çok fazla yıpratıyorlar ve yaşadığını anlamıyorsun. Böyle insanlarla karşılaşmasın kimse. Yorumunu geç yanıtladığım için özür dilerim, birkaç gündür tam olarak bakamadım bloğa:(

      Sil