''Bugün okulun ilk günü. Kır evinde geçirdiğim 3 aylık tatil nasıl da rüya gibi geçip gitti!''
Bu güzel cümleyle başlıyor kitap, hepimizi okul yıllarına götüren bir cümleyle... Bu kitabı seneler önce okumuştum ve çok sevmiştim. Bir gün çok sevdiğim kitapçıda rafların arasında gezerken gözüme çarptı ve tatlı bir duygusallıkla elime aldım ve kitaplığımda mutlaka olması gerekiyor diye düşündüm. Eve gelir gelmez de kitabı tekrar okudum. Geçen sene kitabı tekrar okuduğumda hissettiklerim bambaşka. Şu anki bilinç düzeyimle okuduğum için bende bıraktığı etki çok ama çok güzel.
Kitabın konusu; İtalya'nın savaştan çıktıktan sonra yaralarını sarması, yeniden ulus haline gelmeye çalışması ve küçük bir çocuk olan Enrico'nun bu sıkıntılı ve zor günlerde okula gitmesi. Okula giderken gözlemlediği her şeyi günlüğüne yazıyor. Öğretmeni, arkadaşları, ailesini yazıyor, annesinden, babasından gelen mektuplar. Enrico'nun hayatla ve iyi insan olma bağı arasındaki güzel duygular...
😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :
😊''Dünyada sizden başka hiç kimsem yok, sevgimi paylaşacağım hiçbir yakınım yok, sizden başka hiçbir düşüncem yok. Sizler benim çocuklarım olacaksınız.''
😊''Sana yaşam veren bir kişiye karşı ağzından bir daha asla kötü bir sözcük çıkmasın. Olur da ağzından kaçtı diyelim, o zaman onun ayaklarına kapanmalı ve seni bağışladığını gösteren bir öpücükle nankörlük damgasını alnından silmesi için ona yalvarmalısın. Ama bunu baba korkusuyla değil, içinden gelen bir dürtüyle yapmalısın.''
😊''Çocuk o tarafa doğru uzanarak, ''Solda küçük bir kilise var galiba...'' derken üçüncü kez mermi atışı oldu ve küçük bedeni bir nokta gibi aşağıya düşmeye başladı; bir an dallara takıldı, sonra kolları açık, tepe üstü yere çakıldı.''
😊''Yüzlerce madalyanın tabuta değerek çıkarttıkları karışık sesler ortalığı çınlattı ve herkesin ulusalcılık duygularını kabarttı; o ses sanki binlerce insanın hep bir ağızdan söylediği : ''Elveda, iyi kral, yiğit kral, sözünün eri, dürüst kral! İtalya'nın üzerinde güneş parladığı sürece, sen ulusunun gönlünde yaşayacaksın,'' sözlerinin simgesi gibiydi.''
😊''Bugün maskeli karnaval yürüyüşünde öyle acıklı bir sahne gördük ki! Neyse ki sonu iyi bitti ama büyük bir felakete de yol açabilirdi.''
😊''Günün birinde kentinden ayrı düşersen, onu belleğinde ve düşüncelerinde iyi bir imge olarak anımsamaktan mutluluk duyacaksın; senin için küçük bir yurt anlamına gelen, annenin yanı başında ilk adımlarını attığın, ilk heyecanlarını yaşadığın, belleğini ilk düşüncelere açtığın, ilk arkadaşlarını edindiğin, yıllar yılı senin dünyanı oluşturan kentin...''
😊''Enrico, gerçi sen artık okulun, insanda uyandırdığı o şiirsel duygusallığın farkına vardın, ama şimdilik okulu hala okulun içinde görüyorsun. Otuz yıl sonra, çocuklarını okula getirdiğin zaman, okula dışarıda baktığında, onu, benim gördüğüm gibi çok daha güzel göreceksin.''
😊''Evimizin pencerelerinden koyu bir gölge oluşturan o güzel ağaçlara bakınca, oralara koşup oynamayı ne kadar istediğimi daha iyi anlıyor, gidip sıraların arasına kapanmak zorunda olduğumu düşününce de hüzünleniyor ve kızıyorum.''
😊''Gülümseyen bir gökyüzü, şarkı söyleyen bir anne, çalışan namuslu bir adam, okuyan çocuklar... İşte bunların hepsi güzel şeyler.''
😊''Sana şu söyleyeceğimi aklına iyice yerleştir. Hayatında korkunç pek çok gün olacağını düşün, ama bunlardan en korkuncu anneni yitireceğin gün olacaktır.''
😊''Babam, ''Okul arkadaşlarının tümüyle vedalaştın mı? '' diye sordu. ''Evet,'' dedim. ''Eğer birisine bir haksızlık yaptıysan, gidip ondan özür dile ve o olayı unutmasını söyle,'' diye ekledi. ''
Kitabın dili oldukça akıcı ve anlaşılır. Bendeki baskısı Arkadaş Çocuk'un ve karton kapaklı, 360 sayfa. Çok ama çok severek okudum. Okuduğumda beni o kadar gerilere götürdü ki, okul yıllarımı gülümseyerek hatırladım. Kitap, çocuk edebiyatının başyapıtlarından biridir. Dünyanın tüm dillerine tercüme edilmiştir. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Özellikle yetişkinlerin okuması gerektiğini düşünüyorum. Kitapta her duygu okuyucuya çok güzel verilmiş. Sayfalar arasında ilerlerken gülümsedim, ağladım, düşündüm. Yazar asıl başarısını yazdığı bu kitapla yapmıştır. 1886 yılında ders yılının ilk gününde satışa sunulmuştur. Birkaç ayda 40 baskı yapmış ve çağın tüm özelliklerini yansıttığı için belgesel niteliğinde bir kitap. Yazar kitabında bir çocuğun saf duygularını işlemiş. Bir çocuğun gözünden nasıl da güzel ve temiz göründüğünü anlatmaya çalışmış ve çok da başarılı olmuş. Yazar bu kitabı kendi çocuğunun günlüklerinden esinlenerek yazmış. Tabii ki kendi eklemeleri de olmuş. Yazar yaşamının son yıllarında annesinin ölümü, karısıyla olan anlaşmazlık ve oğlunun intiharı nedeniyle zor zamanlar geçirmiş. Yazarın ölümünden sonra, ''Ölmeden Önce Okunması Gereken 100 Kitap'' listesine girmiş Çocuk Kalbi kitabı.
Biz yetişkinlerin çocuklardan öğrenecek çok şeyi var. Çocukların kalbindeki o iyiliği kitabı okurken çok daha iyi anlıyorsunuz. Aslında okurken empati yapıyorsunuz. Hayatı daha iyi anlıyorsunuz. Enrico'nun sadece okulu ve arkadaşlarını değil, hayatı da anlamaya başladığını fark ediyorsunuz kitapta. Aslında verilmek istenen mesaj bir çocuğun kalbinden hayat. İyi bir insan olmanın özü anlatılıyor. Annesiyle, babasının yazdığı mektuplardaki anlamlar ise çok derin. Mektupların içinde çok güzel tespitler var hayatla ilgili.
Çocukların olaylara bakış açısı, o dönemde yaşadıkları zorlukların üzerlerinde bıraktığı etkiyi anlamaya çalışmak. Enrico'nun gözünden arkadaşlarının yaşadıkları, ailelerinin durumu, ülkesinin durumu. Bütün bunları küçücük çocuk kalbinde yaşamak ve bu ağır yükü kaldırmaya çalışmak. Yaşanmışlıkları çok güzel aktarmış yazar.
Bence bugüne kadar okuduklarım arasında en iyi çocuk kitabı. Ben bu çocuk kitabını, çocuklardan çok yetişkinlerin okuması gerektiğini düşünüyorum. Yazar Enrico'nun gözünden kitabı anlatırken dediğim gibi çok başka mesajlar vermiş ve bu mesajları bence yetişkinlere vermiş ve aynı zamanda geleceğin iyi insanlarına, büyümekte olan çocuklara. Dürüstlük, ahlak, iyi kalplilik, empati hepsi var. Yetiştirilen çocuklara iyi bir insan olma yolunda bu kitap istisnasız okutulmalı, okunmalı.
Bazı kitaplara geç kalındığını düşünürüm okurken hep ve yazılarımda dile getiririm. İşte bu kitapta böyle bir hata yapmamalı insan. Bu kitaba geç kalınmamalı. Hemen okunmalı. Anlayarak, özümseyerek ve gerçekten bir şeyler alarak okunmalı. Benim gibi duygusal bir insansanız okurken çok ağlayacağınızdan eminim.
Yukarıda yazdığım alıntılardan sonuncusu çok güzel bir örnek bence. Bu kitabı okurken hissettiklerimi, Bülbülü Öldürmek kitabını okurken de hissetmiştim. Orada da Atticus Finch karakteri adil, dürüst ve örnek alınması gereken bir karakterdi. Sadece bu yönlerden iki kitabı birbirine benzetim ben. Sizin düşünceleriniz neler?
Çocuk kalbiyle kalmak ve düşünmek çok güzel bir şey. Kitabı okumayan varsa hemen alıp okumasını tavsiye ederim. Yanınıza da koca bir kupa çay ve tatlı☕🍰 Okuma keyfi mükemmel olacaktır. Elinizden bırakamayacağınız bir kitap📚
Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊
Bende şuan o ilk cümleyi okuduğumda tekrar okul yıllarına gittim bir anlıkta olsa (:
YanıtlaSilKitabın konusu gerçekten ilginç görünüyor. Dönemin olaylarına bir çocuğun gözüyle bakmak, onun çerçevesinden yaşadığı hayatı incelemek güzel olacaktır diye düşünüyorum. Ve tamda bu cümleleri yazarken aklıma Zezenin yaşadıkları geldi. Bu tarz kitaplar gerçekten insanın içine işliyor. Her ne kadar çocuklar için olsa da sana bende katılıyorum kesinlikle yetişkinlerde okumalı. Herkes içerisinde kendin ait bir şeyler bulacaktır eminim. Paylaştığın sözler arasında en çok " Evimizin pencerelerinden koyu bir gölge oluşturan o güzel ağaçlara bakınca ... " diye devam eden söz dikkatimi çekti. Gerçekten ben bile kederlendim şuan ((:
Emeğine sağlık. Yüreğinle yazmışsın her bir kelimeyi. Saygılarımla. Vesselam...
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Kitabı çok severek okudum ve verdiği mesajlar açısından kesinlikle herkes okumalı:) Şeker Portakalı Zeze değil mi? Onun yaşadıkları çok daha hüzünlüydü. Onda da çok ağlamıştım, bu kitapta da çok ağladım:))) Dediğin alıntı hüzünlendiriyor insanı:( İnsan okul yıllarını özlüyor. Kitabı seversin diye düşünüyorum:))
SilEvet Şeker Portakalı Zeze. Beni de çok etkilemişti Zeze. Bende kitabı seveceğimi düşünüyorum (: Tekrar teşekkürler. Vesselam...
SilBen teşekkür ederim güzel yorumun için:)))
SilÇok güzel olmuş ❤️ Çocuk Kalbi okuduğum en güzel kitaplardan birisiydi. Anılarım canlandı 😇
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim😊 çok eskilere gidiyor insan bu kitapla. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim 😊
SilKitabı ben de çocukken okumuştum. Yorumunu okuyunca şimdi tekrar edinip okumak istedim :)
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim:)) Çok sevindim, bu kez okuduğunda daha farklı bir tat alacaksın:)))
Siltam bir klasik gerçekten, elinize sağlık:)
YanıtlaSilKesinlikle öyle. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim:))
Sil