Vahşetin Çağrısı

   

Vahşetin Çağrısı



   

         Geçen sene okuduğum harika kitaplardan biri. Kitapçıda dolaşırken aldığım kitapların arasına eklemiştim. Jack London'ın unutulmaz eseri Vahşetin Çağrısı. Okuduktan sonra filmini izlediğimde çok daha fazla  sevdim.

  

  

          Kitabın konusu; özel bir köpek olan Buck Santa Clara Vadisi'nde çok güzel bir yaşam sürerken başına gelen kötü olayla her şey değişiyor. O zamanlar altın arayıcılarının kızaklarını çekmesi için köpeklere ihtiyacı vardı. Çiftlikteki bahçıvan kumar borcuna karşılık Buck'ı satıyor. Bundan sonra acımasız köpek eğiticileri, satıcılar ve bir sürü tehlike onu bekliyordu. Alışkın olmadığı koşullarda yaşamak hiç kolay olmayacaktı.

 

              😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :


      😊''O kendini sadece çiftlikteki insanların değil, sürünen ve uçan tüm canlıların kralı olarak görüyordu.''


       😊''Çiftlikteki atların görevlerini burada köpekler yapıyordu. Buck, kendisinin de diğer köpekler gibi çalıştırılmak istendiğini anlamıştı.''


        😊''Güneyde dostluk, arkadaşlık, sevgi gibi güçlü duyguların yanında özel mülkiyete ve bireysel duygulara, düşüncelere saygı geçerliydi.''


         😊''Yeterince dinlenen, beslenen ve bakımları yapılan köpekler, yeni yolculuk için hazır hale gelmişlerdi.''


          😊''Kar aralıklarla yağmayı sürdürüyordu. Yerle bütünleşen beyaz örtü yumuşakken, bata çıka ilerlemek çok zor oluyordu.''


          😊''Son derece bitkin olmasına rağmen, Buck içindeki güçlü duyguların yönlendirmesiyle başını kaldırıp arkadaşlarının ardından baktı.''


           😊''Özgürdüler. Ne karışanları vardı ne görüşenleri; istedikleri yerde kamp kurabiliyor, diledikleri kadar kalabiliyorlardı.''


            😊''İlkel yaşamda, çok, çok eskilerde atalarının yaşamında merhametin yeri yoktu. Merhamet yanlış anlaşılır, korku sanılırdı; böyle bir yanlış anlama ise bu düzende ölüm demekti.''


             😊''O acımasız gösteriyi her seyredişinde aldığı ders hep aklına geliyordu: Sopa kimdeyse, kanun onun elindedir.''


     

     Kitabı o kadar severek okudum ki 1 saat içinde bitirdim. Hiç sıkılmadan zevkle okunacak kitaplar arasında kesinlikle. Dili çok akıcı ve anlaşılır.  Köpek sevgisini öyle güzel anlatmış ki yazar, hikaye sizi içine çekiyor. Tabi burada anlatılan hayvanlara yapılan işkence ve zorlukları okuyunca da çok üzülüyorsunuz. Birkaç yerde gözlerim doldu okurken, belki fazla duygusal olduğumdan. Hayvanlar benim için bambaşka, çok aşırı bir sevgim var. Bu kitap benim için özel bir yerde.


   

     Bendeki baskısı Arkadaş Yayınevi'nin. Karton kapak ve 119 sayfa. Kitabın içinde resimler de olduğu için daha bi hoşunuza gidiyor bence. Kitabı okuduktan sonra filmini izledim, filmi de çok güzel, konu çok güzel işlenmiş.  Kitabın konu ve film açısından Beyaz Diş ile benzerlik gösteriyor. Yazar (1876-1916) yaşadığı yıllarda işçilik, gazetecilik ve altın arayıcılığı yapmıştır. Vahşetin Çağrısı romanı yazara büyük ün kazandırmıştır ve birçok kez sinemaya uyarlanmıştır.


   

     Kitabın orijinal adı The Call Of The Wild. Merhamet duygusunun, acımanın ne olduğunu bilmeyen insanları çok güzel bir şekilde dile getirmiş yazar. Bu kitaba farklı bir bakış açısıyla bakmak gerek. Bir hayvanın gözünden, bir köpeğin gözüyle bizlere bakmak gerekiyor. İnsanların hayvanlar üzerindeki davranışını bu kadar güzel anlatan nadir kitaplardan biri. Hayvan besliyorsanız özelikle okumalısınız. Empati kurup o güzel canları biraz daha anlayabiliriz bence😊🐶

  

   

       Aslında Beyaz Diş ile benzerlik gösteriyor ve bana da fazlasıyla hatırlattı ama başka bir bakış açısından bakarsak, iki kitap birbirini tamamlamıyor mu sizce? Köpeklerin hayatı üzerinden bir mesaj vermiş insanlara bence. Ben öyle değerlendirdim. Hayattaki mücadele ve karşımıza çıkan olaylar, durumlar. Bana göre Jack London çok özel bir yazar. Kitapları kesinlikle okunmalı. Yazarın hayatı hiç kolay geçmemiş ve çok fazla mücadele vermiş. Bence kendi hayatındaki mücadeleyi de bir şekilde kitaplarına aktarmış. Siz ne düşünüyorsunuz yazar ve kitapları hakkında?


  

       Kitabın giriş cümlesiyle yazımı bitiriyorum ve kitabı okuduktan sonra filmini seyretmenizi tavsiye ediyorum.


  

     ''Buck, Hakim Miller'ın Santa Clara Vadisi'ndeki büyük çiftliğinde yaşayan kahverengi tüylü, burnunda ve göğsünde beyaz lekeleri olan güçlü bir köpekti.''


    

        Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊



Yorum Gönder

4 Yorumlar
  1. iyidir, oldukça, pek severim ben de :D

    YanıtlaSil
  2. Benim yazardan favorim Beyaz Diş. Onu okuduktan sonra bu kitabını okuyunca fazla beğenmemiştim ama tabii ki kötü değil. Sadece Beyaz Diş benim için çok özel bir yerde. Şimdi yazardan Martin Eden'i okumayı planlıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle Beyaz Diş çok güzel. Yazarın kitaplarını genel olarak çok seviyorum. Martin Eden listemde ama henüz okuyamadım, her okuyan çok seviyor kitabı, ben de çok fazla merak ediyorum açıkçası:)

      Sil