Kuyucaklı Yusuf

   

 

Kuyucaklı Yusuf

 Sabahattin Ali kitaplarını ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Onun kitaplarında insanı alıp götüren ayrı bir tat var. Kürk Mantolu Madonna'yı daha önceki yazılarımda yazmıştım, okuyabilirsiniz. 

  

   Kitabın konusu; Yusuf ve ailesi eşkıyaların saldırısına uğramışlardır. Annesini, babasını küçük yaşta kaybetmiştir. Yusuf kurtulmuştur. Kendisini evlatlık alan kaymakamın yanında yaşamaya başlar, Kaymakam'ın kızı Muazzez ile olan aşkını ve insanlara karşı olan mücadelesini anlatmaktadır.

    

    😊📘Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :

  😊''Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var...''

  😊''Düşüncelerini hangi istikamete koşturursa koştursun, karşısına kimse çıkmıyordu. Şu anda bu  koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki, acı bir kabadayılıkla kendisini hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor; fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.''

  😊''Her taraf, yıkanmış gibi parlak ve aydınlıktı. Gökyüzünü kaplayan ve güneşi örten bulutlar karşıdaki dağların tepelerine kadar uzanıp orada sis halinde yerleşiyor ve ovanın üzerinde gitgide yükseliyordu.''

   😊''Hayatının bütün hatıraları lüzumsuz ve manasızdı. Ömrünün her vakası olmasa da olabilir, hayatına her giren insan girmese de olabilirdi.''

    😊''Hadiseleri olduğu gibi karşılamaya, kendiliğinden bir şey yapmamaya karar vererek yattı. Pek sakin olmayan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz daha tatlı buldu.''

     😊''İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu.''

   

   Kitabı öyle severek okudum ki, hiç ara vermeden birkaç saat içinde bitirdim. Açıkçası Kürk Mantolu Madonna'yı bambaşka bir yere koymuştum. Acaba aynı tadı bu kitapta alır mıyım? diye düşünmedim değil. Birkaç sayfa sonra gördüm ki, endişelerimde yanılmışım. Çok güzel bir iz bıraktı bu kitap bende.

    

   Kitabın bendeki baskısı Ren kitaba ait ve kapağı oldukça güzel, çok beğendim. Kitap kapaklarının bende farklı bir etkisi oluyor, çoğu kişide de aynıdır diye düşünüyorum. 

    

   Yazarın 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. 1985 yılında aynı isimle sinemaya uyarlanmış. Kaynaklara göre yazarın Aydın'da cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı bir kitap. Aslında 3 cilt olarak tasarlanmış ama sadece 1 cilt yazılmış. Milli Eğitim Bakanlığı'nın önerdiği 100 temel eserden biridir. 

   

   Aslında bir anlamda köy ve kent karşılaştırması da yapıyor yazar kitapta. Yusuf karakteristik bir kişilik sergilemektedir. Adaleti arayışı, sade bir yaşamı istemesi ve aradığı mutluluk için savaşması. Kitapta betimlemeler çok güzel yapılmış. Sıradan bir insanı anlatan kitaptır. Bir yandan da zenginlik, güç, iktidar savaşlarını da çok güzel anlatmış, okuyucuya vermiş yazar.  

  

  Kitaba eleştirel bir şekilde yaklaşanlar da olmuş, beğenmeyenler de var. Çok akıcı bir kitap, olaylar çok güzel bir yazımla anlatılmış, bence keyif almamanız mümkün değil. Önyargıyla yaklaşmak yanlış geliyor bana. Kitabın her cümlesinde ayrı bir duygu var, ayrı bir yolculuk var. Sabahattin Ali kitaplarının genel bir özelliği olabilir, iç dünyanızda bir sorgulama yaşıyorsunuz. Yusuf aslında her şeyin yolunda gitmesini, adil olmasını isteyen sert ama nazik bir karakter. Bir yandan da düşününce Yusuf'a üzülmeden edemiyorum, hüzünlü bir duygu bırakıyor bende. 

   

    Kitapta okurken eski kelimelerle karşılaşacaksınız. Eski kelimeler de romana ayrı bir hava katmış. Okurken hayran olduğum kitaplardan biri ve kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Geçen gün yazımda söz ettiğim gibi, bazı kitapları okumak için geç kaldığımı düşünüyorum. Bu kitap da okumakta geç kaldıklarımdan. Yazarın kendi hayat hikayesi de beni çok etkilemiştir. Gerçekçi bir edebiyat anlayışı  vardır kitaplarında hep. 

  

   Kitabı okurken her bölümü canlandırabiliyorsunuz, sanki siz yaşıyormuşsunuz gibi içine giriyorsunuz. İnsana yön veren, unutulmayacak kitaplar içinde kesinlikle. Kitabın aynı isimden uyarlanmış filmi de var, ben seyretmedim henüz. Yönetmenliğini ve senaristliğini Feyzi Tuna yapmış. 1985 yapımı film.

   

    Sabahattin Ali çok erken yaşta aramızdan ayrılmış. Bizlere mükemmel eserler bırakmış. Bence herkesin kitaplığında bulunması gereken eserler. Bambaşka bir yazar benim görüşüm.

  

    ''1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak...'' diye başlıyor kitap ve sonrasında elinizden bırakamıyorsunuz.

    

     Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumlar dilerim.





Yorum Gönder

4 Yorumlar
  1. 2021 e biraz hızlı mı başladın :) Şaka bir yana benimde okumak istediğim lakin halen okuyamadığım bir baş yapıt. Yorumun bana yeniden hatırlattı eseri. Emeğine sağlık teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Aslında okumakta geç kaldığım çok kitap var, pek hızlı başladım diyemem :) çok güzel bir kitap, kesinlikle tavsiye ederim :) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  3. Daha önce Sabahattin Ali'nin iki kitabını okudum. İkisini de çok beğendim. Bu güzel anlatımından sonra okuyacağım üçüncü kitap neden ' Kuyucaklı Yusuf ' olmasın ki (: Seçtiğin alıntılar çok güzel. Güzel alıntılar yakalamışsın. Defterine de yazmış olmalısın (: Benimde kitap kapağı takıntım var. Beğenmezsem alıp okumuyorum farklı bir yayın evi çıkarana dek.
    Bu güzel anlatımın için teşekkür ederim. Emeğine sağlık. Saygılarımla. Vesselam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabahattin Ali kitaplarını gerçekten çok seviyorum. Bu kitabını da çok beğendim. Teşekkür ederim güzel yorumun için:)

      Sil