Güllerim Açtı Seni Görünce

 

                        '' Bir duyuşta aşk mıydı peki?''

            

         Okuduğum çok tatlı kitaplardan biri. Aslında yazısı daha önce yazılacaktı, biraz erteledim. Ertelemekle çok iyi yaptığımı düşünmüyorum. Yazıyı okuyunca belki bana kızacaksınız; ''neden daha önce yazmadın bu kitap hakkında'' diye.

   

         Kitap bir aşk hikayesini anlatıyor. Suna ve Salih'in yaşadığı bir aşk. Yaşanmış bir hikayeden alınmıştır.

                         

      

                           😊📘 Kitaptan Keşfettiğim Alıntılar :

 

              😊''Savaşı kaybedip sürgüne düşmüş gladyatörler gibi ayakları prangalı bir biçimde çıkış kapısına doğru yürürken, hiç konuşmuyorlardı.''

            

             😊''Konuşmam lazım, erteledikçe, sustukça uzaklaşmaktan korkuyorum, yabancılaşmaktan, samimiyetimi yitirmekten ürküyorum.''

  

             😊''Beni sevdiğin, beni özlediğin ve beni düşündüğün konusunda hiç şüphem yok.

 

             😊 ''Hayatında ilk kez böyle yerle bir oluyordu. İlk kez küçük bir kız çocuğu gibi titriyordu olduğu yerde. İlk kez hiç bilmiyordu ne yapması gerektiğini.''

           

              😊''Salih'in cümlesinin son kelimeleri ağzında kaldı. Bir yandan konuşurken, diğer yandan kulağında tuttuğu telefonuyla Suna'nın yüzüne bakıyor ve hiçbir şey anlamıyordu. Tepki bile veremiyordu.''

            

              😊''Sabahtan beri bana yaptığın şarkıyı dinleyerek araba kullanıyorum Boğaz'da. Bu, çok özel bir müzik Salih. İnsanları mahvedecek bir şarkı. Dinle dinle bitmiyor!!!''

              

               😊''Tanrı'nın kime verdiği şey daha kıymetli? Ona mı? Kanuni bir bağ olduğu için. Bana mı? Bir ömürlük ruhani bağ olduğu için. Elbette benimki. Ama hangimizinki makbul? Elbette benimki değil.''

               

                😊''Günlerdir beklediği, birlikte bekledikleri o konserde kraliyet sarayından özel izin alarak çıkan prensesin ezeli yeri boş kalacaktı. Yeri doldurulamayacaktı manen elbet ama onu aratmayacak bazı boyalı, kötü ten kokulu günübirlik gece kraliçeleri ortalıklarda kendilerine sunulmuş bu yalnızlığın tadını çıkartırcasına dolanacaklardı elbet.''

                  

                 😊''Çaresizdiler. Umutsuz ve perişan. Salih daha sakin, Suna daha panikli. Salih daha içe vuran, Suna daha dışa vuran...''

                  

                  😊''Aşkın mutlu evrelerini göremeyip, bilemeyip, mutluluğa bizzat şahit olamayıp acı hükümdarlığındaki bir parçalanmaya/ parçalanamamaya tanık olmuştu.''

                    

                    😊''Hayatında ilk kez böyle yerle bir oluyordu. İlk kez küçük bir kız çocuğu gibi titriyordu olduğu yerde. İlk kez hiç bilmiyordu ne yapması gerektiğini. Aşıktı ve kaybetmek istemiyordu.''

   

                        Kitap 302 sayfa, karton kapaklı, Okuyan Us Yayınları'na ait baskısı. Kitabın kapağına bayıldım. İnsanın içini ısıtıyor, mesaj ekranının verdiği bir tatlılık var. Kapağına baktığınız anda,  ''beni al'' diye bağırıyor. Ben öyle hissettim en azından ve okurken de çok keyif aldım. Kitabın dili oldukça akıcı ve anlaşılır. Mesajlaşmalar çok hoş bir şekilde aktarılmış okuyucuya. Okudukça etkisi altına alan bir kitap. Kitabın içinde en çok sevdiğim, ''Makam Arabası'' bölümüydü.

 

                     Bir aşk nasıl güzel yaşanabilirse kitabın sayfaları arasında ilerlerken bunu fazlasıyla hissediyorsunuz. Çok eğleneceğiniz tatlı bölümler de var içinde. İlerleyen sayfalarda kızdığım ve üzüldüğüm de oldu.  Bir kitabı okuduğunuz zaman sizi etkisi altına alıyorsa o kitabın bitmesini hiç istemiyorsunuz. Bu kitabı okuduğunuz zaman bitmesini istemeyeceksiniz. 

                       Aşkın ilk zamanları ne güzel değil mi? İlgi, gelen mesajlar, devamlı konuşma isteği, görmek ve hep yanında olma isteği. Keşke hep ilk zamanlardaki gibi kalsa aşk, insanlar sonradan değişmese ve suçu aşkın üzerine atmasa...

 

                      Bir kadının hissettiği en güzel duyguları öyle güzel anlatmış ki bu kitap, hayran olmamak elde değil. Aşkı yaşarken deli gibi havalara uçması, sonra bir anda üzüntüyü en sonuna kadar yaşaması. Ben okuduğum anda, çok şey buldum kendimden. Sizin de çok severek okuyacağınıza eminim. Kitabı okurken sorgulayacaksınız; ''ben böyle bir aşk yaşasaydım, olaylara nasıl tepki verirdim.''

 

                     Kitabın sonuna doğru yazar, okuyuculara bir soru soruyor :

                     ''Ben onu sözde, o beni ruhta terk etti. 

                         Şimdi siz söyleyin, aslında kim kimi terk etti?''

 

                  

                  Cevabını herkesin bildiği ama dilin söylemeye varamadığı bir soru...

                 

                   

                 Kitabın arka kapağından;

             ''El ele değmeden bir ruh sevişmesi yaşanıyordu ama cinsiyetler henüz yoktu ortada. Kadın kimdi? Erkek kim? Onların her ikisi de yoktu. İki insan vardı ve aç iki ruh. Onlar sevişiyordu ve bu, tahmininizden çok daha günahsız bir olaydı. Ayıp değildi, zina değildi, günah hiç değildi, sevaptı hatta.''

 

                  Keyifli kitap keşifleri, keyifli okumalar dilerim😊